ilk RUN.BO’lar

BİKE GEÇKİNLİ

foto cundaultimate1 2015_rev

Hikaye, babasının kızına “bisiklet” ismi vermesiyle başlar. İsmi ile başlayan sportif hayatı dışında da her zaman sporla iç içe olan Bike hiç bir zaman amatör de olsa bu ilgisini belli bir disipline taşıyamadı. İlkokulda iken erkeklerden hızlı koştuğu fark edilince atletizm ile tanıştı. Beşiktaş’ın yokuşlu sokaklarında kaykay yapardı. Kanada’ya giden Bike, Olimpiyat Akademisi tarafından Olimpik aday adayı sporcusu olarak seçildi. Ancak Akademiye gidemeden Türkiye’ye geri dönüş yaptı. Beyzbol sokak takımı kurdu 🙂 Lise sınıf voleybol takımındaydı. Hafta sonları da babasıyla birlikte jogging yapardı, henüz jogging kelimesi dünya literatüre bile taze girmiş iken… Yaz oldu mu denizde balık olur, sudan çıkmaz, Olimpiyat oldu mu onu kimse TV ekranından koparamazdı. Yapmayı en sevmediği spor ise tenis oldu. Çocukken teyzeler amcalar sorduğunda “büyüyünce maratoncu olacağım” diye cevap verirdi… Ancak ne talihsizlik ki okuduğu lisede bir bahçe bile yoktu, bu nedenle okulun koşu takımı da yoktu. Beden eğitimi öğretmenini de ikna edemeyince hep hayalinde olan koşu kariyeri daha başlamadan bitmiş oldu… Aradan geçen zamanda, okul hayatının öncelikli olmasıyla spora büyük bir ara veren Bike, üniversitede bisiklet ve trekking gibi outdoor sporlarıyla tanışır ve belirsiz aralıklarla yapar. Sonra kendini acımasız iş hayatının pençesinde bulur, bu sefer tüm enerjisini fazlasıyla işe güce harcar. Her fırsat bulduğunda da kendini bisiklet üzerinde ya da patikalarda yürürken bulur. Atila Ulaş sayesinde zirve tırmanışı, kış eğitimi, kaya tırmanışı gibi alanlara girer, hayatında yepyeni bir pencere açılır, trekking’i de daha ciddiye alır. En büyük sportif başarısı 1997 yılında Slazenger Pantera Cup macera yarışında ilk 24’e girer, bu grup içindeki 4 bayandan biridir. Yarışın 2. Etabında Köprülü Kanyon’da orienteering ve kayaking eğitimi alınca tam bir outdoor sevdalısı olur… Bundan sonra doğadan ve toprak kokusundan hiç kopamaz. Sporla ilişkisi son 10 yıldır fenadır. Haftanın 5-6 günü spor yapar. Takip eden yıllarda kayak ve yoga ile tanışır. Daha önce hiç kaile almadığı yoganın kendine güç, denge, esneklik ve şifa verdiğini keşfetmesi ile hayatında yeni bir dönüm noktası daha olur. 2014’ten beri de koşuyu tekrar ciddiye alır. Tekrar pistlere geri döner. Bu kadar sporu dizleri kaldıramaz, menisküslerini yırtar. Doktoru ona fırça atar, Olimpiyatlara mı hazırlanıyorsun diye. Her şeyi yasaklar. Bike ise daha fazla yoga yapar ve tekrar parkurlara geri döner. Bu sefer yarışlara hazırlanır. 2015’ten beri her ay 1 tane patika yarışı koşmaya çalışır. Her tatil fırsatını koşu ile birleştirir. Koşmak artık bir hayat tarzıdır. Nisan 2016’daki İznik Ultra Patika Koşusu 15k mesafesinde genel kadınlarda 3., Erciyes Ultra Sky Trail 2018’de 25K mesafesinde genel kadınlarda 2. olur… 2019’da UTMB OCC parkurunda (55K +3500m) koşacak (koştu ;)) … Hayali 80 yaşında bile koşabilmek!


CEM ARITÜRK

IMG_20150531_110759[1]

Cem Arıtürk, 1979 İzmir doğumlu. Tam bir Ege aşığı olan Cem Kalp ve Damar Cerrahı. Cem’in spor ile tanışması 5 yaşında katıldığı Galatasaray Yüzme Okulu ile oluyor. 6 sene boyunca Profesyonel Yüzücülük sonrası spor hayatına amatör mecrada devam ediyor. Basketbol ve squash bugüne kadar ilgilendiği ve yaptığı “top”lu sporlar. Her türlü doğa sporuna ilgisi bulunan Cem kayak, trekking, oryantiring, SCUBA diving ve bisiklet ile ilgilense de vazgeçilmezi tabii ki koşu. Özellikle uzun mesafe ve yine özellikle patika/doğa koşuları esas ilgi alanı. Bugüne kadar çeşitli yol koşularında 10K – yarı maraton ve patika koşularında 10K – 45 K arası mesafelerde yarıştı. “Amaç koşmak ve yarışmak, koşup yarışırken eğlenmek ve sosyalleşmek” mottosunu kendine kerteriz alan Cem, yarış derecelerini hiç hatırlamamak üzerine özel bir yeteneğe sahip. Zaten kişiliği gereği yarışı kendi ile olduğundan en büyük zevki birim mesafedeki hızını arttırmak yerine toplam koştuğu mesafeyi arttırabilmek ve bu sayede ne kadar hızlıyım stresini yaşayarak koşu süresini azaltmak yerine koşabildiği ve eğlenebildiği süreyi uzatmak :). En sevdiği parkurlar Ege’de denizi görerek koşabildiği kekik ve diken otu kokulu herhangi bir rota, Çekmeköy ve Taşdelen Ormanları ile yosun ve Marmara kokusu ile koşabildiği Dalyan-Bostancı Sahil Yolu.


ERDEM AKSAKAL

131a8472-96e8-4933-b66f-16d02e70bb66

1980 yılında doğan Erdem Aksakal çocukluğu boyunca topla oynanan her sporla uğraştı. İzmirspor ve Karşıyaka altyapısında futbol oynadı. Sakardı. Spor sahalarında işlerin iyi gittiği her zaman, saha dışında bir kemiğini kırmayı başardı. Haliyle spora aralar verdi. 2014 yılında, bir arkadaşının tavsiyesiyle on saniye içinde karar vererek, uzun mesafe koşmaya karar verdi. 7 kilometreyle başlayıp, (her yarı maratonun sonlarında koşuyu bırakma yeminleri etse de) yarı maraton koşmaya başladı. 21 kilometreyi 1:57’de koşmayı büyük bir başarı saydı kendi hanesinden. Koşularında yer yer karbonhidrat takviyesi almakla beraber, koşu performansını en çok arkadaş gazıyla artırıyor. Şehir koşularını ve şehre koşu esnasında başka bir gözle bakmayı seviyor. Telaffuzunu beceremediği R harfini grup isminin başına getiren Runbo’daki takım arkadaşlarına hafif sitem etse de, Runbo Team’e çok bağlı. Hayali yakın zamanda bir maraton koşmak. (koştu 🙂 edit, ersavas)


ERSAVAŞ GÜDÜL

ersavas_mudrace3

“Ne koşucam abi, ben askerde bile koşmadım?” diyerek bu yollara hepten mesafeli bir duruşu olan Ersavaş, zaman içinde bilumum toplu sporlara harcadığı mesailer sonrasında pozisyonunu “koşarım ama anca toplu sporlarda!”ya çeker. Zamanla ilerleyen yaşının verdiği ağırlıkla trekking, hiking türevi outdoor sporlara dalar ve yakın çevresinin provokasyonları ile kot-tshirt demeden koşu pistlerine ilk ufak adımlarını atar. 2014 yılı 5-7K yarışlarındaki ağlamaklı performansı ile kendi gözlerini bile yaşartır. Koşular esnasındaki “bir daha asla!” ve sonrasındaki “sonraki yarış ne zamandı aağbi?” tutarsızlığıyla bu alemlerde nam salan; yol, arazi, dağ, yokuş, engebe tanımayan RunBo Ersavaş, 2015 senesi içinde ilk yarı maratonunu koştu. Birkaç sene içinde maraton koşmaktan ve devamında bir ultracı olmaktan çok korkuyor 😉 (RunBo edit: Korktuğu 2016 yılı itibariyle ufaktan başına geldi, şimdilerde o tek haneli mesafeleri mumla arıyor 🙂 )