Salzburg Mozart 100, CITY TRAIL, 11.5K

Mozart 100, City Trail, 11.5K
Salzburg, 18 Haziran 2016

Katılan Run.Bo’lar: Bike, Ersavaş

Son 1 yıldır, yurtdışına seyahatlerimiz öncesinde denk gelen bir koşu organizasyonu var mı diye mutlaka bakarız. Bazen de bir yarış bizim oraya gitmemize vesile olur. Lakin bu seferki yolculuk bir iş seyahatinin arkasına eklenivenince biraz ani ve plansiz geldi, haliyle Salzburg’da aynı zamanda bir yarış da var mıdır acaba diye kontrol etmek aklımızin ucundan bile gecmedi.

Artık kan mı çekiyor, biz mi organizasyonları, organizasyonlar mı bizi, bilmiyorum ama her ne çekiyorsa bizi birbirimize, Salzburg’a ayak basar basmaz kendimizi bir yarış organizasyonun içinde buluverdik!

Salzburg’un en turistik noktası, eski şehrin göbeği Residenzplatz’da, Mozart 100 organizasyonuna denk geldik! Mozart 100, Ultra Trail Dünya Turu serisine (UTWT) aday yarışlardan biri. Ana serinin içinde de Dünya’nın en zorlu (seri olarak 5) toplam 12 ultra yarışı yer alıyor. 6 yarış daha bu ana seriye girmeye aday. Bunlardan biri de Mozart 100, diğeri de TR’nin en önemli organizasyonlarından biri, gururumuz Cappadocia Ultra.

20160617_143000http://www.ultratrail-worldtour.com/races/ultra-trail-world-tour-2016en/

http://www.mozart100.com/en/startseite.html

İşte bu organizasyona bu kadar sürpriz olarak denk gelince kalbimiz yerinden fırlayacak gibi oldu! Elbette nereye gidersek gidelim yanımıza her zaman koşu antrenmanı için eşyalarımızı alırız ancak biz Salzburg’un ortasından geçen Salzach nehri civarında hafif bir antrenman planlamıştık! Şimdi bu organizasyon, Salzburg tepelerinden de geçen  panaromik bir patika yarışı idi, yanımızda ne çantamız, ne de trail ayakkabılarımız vardı! Ama bu  organizasyon da varken koşmamak olmazdı. Son dakika kayıtları 20160617_142934hala devam eden iki kısa yarıştan birine hemen karar vermemiz gerekiyordu. Scenic Light 25.8k, ya da City Trail 11.5k. Organizasyon yetkilisine danıştık. Ayakkabılarımızın patika yarışına uygun olmaması sebebiyle, 11.5k yarışına kayıt olmamızı tavsiye edip, parkurun nerelerinde de dikkat etmemiz gerektiğini baştan uyardı. Yarış saatlerinde yağmur yağması bekleniyordu, özelikle dik iniş çok kaygan olacaktı.

Yarış sabahı, kayıtlarımızı yapıp, heyecanla start saatimiz 16:30’u beklemeye başladık. Salzburg için olağanüstü sıcak (23C’lerde) ve süper güneşli bir hava vardı! Sabah 09:30’da kayıt olurken,  55k startına da denk getirdik. Katılımcılar çok kalabalık değildi, ama herkeste bir ciddiyet,  konsantrasyon, sakinlik, ful ekipman, aşırı fit durumları, adeta hepsi birer olimpik atlet gibiydiler! Bu manzarayı görmek, solumak bile inanılmaz bir motivasyon bizim için! (Artık epey yol kat ettik, eskiden olsa bunlar deli olmalı diye bakardık, eski yazılardan da hatırlarsanız!)

Neyse, hazır güzel havayı bulmuşuz, 55k start’ını izledikten sonra, Salzburg yükseklerine, Gaisbergspitze’ye çıkıp (1265m) Alpler’in doyumsuz manzarasını içimize çekmek lazım… Bu sefer Salzburg şehir içinde değil, olabildiğince dışında, yükseklerinde ve köylerinde zaman geçirmek niyetindeyiz. Şehirden uzaklaşmaya başladınız mı, hele de hava bir Salzburg’lu için alışılmadık kadar güzel ise, hemen hemen herkesi spor yaparken görüyorsunuz. Kimisi yarış bisikletlerinde, kimisi trekking parkurlarında, binlerce insan, yüzlerce farklı parkurlarda… Hani spor yapan 7’den 70’e kalabalığı görüp te yanılmayın, nerdeyse hiç düzlüğü olmayan hepsi bol eğimli parkurlar bunlar… Ama Gaisbergspitze’ye vardığımızda bizi daha da büyük bir sürpriz beklediğinden habersiz idik! Kalabalık bir paragliding’ci grup vardı, hepsi teker teker kendilerini zirveden aşağıya süzüveriyorlardı! Nasıl spor manyağı bir ülke ki, düşünün, insanlar hobi olarak tenis oynamak gibi, ne bileyim, yürümek ya da koşmak gibi, bazen de paragliding yapıyorlar! Öyle 1-2 insan değil, epey IMG-20160618-WA0009kalabalık bir grup yapıyor bunu. Zaten adrenalinin 1 numaralı markası haline gelmiş Red Bull gibi bir markanın Salzburg’dan çıkmasına da hiç şaşırmamalı!

Bu ortamları görmek, yaşamak, neydeyse spor orucunda olan ülkemden sonra ilaç gibi geliyor… Müthiş bir motivasyon kaynağı, gerçekten. Neyse, çenem düştü yine, artık gelelim yarışa…

Yarış :

20160618_091843Start saat 16:30’da idi. Otele gidip öncesinde yarım saat dinlenip, Salzburg şehir içinde arabayı merkeze sokmanın sıkıntısını yaşamamak için (eski şehire arabayı sokabilmek başlı başına bir konu, bazı caddelere girmek bile yasak, park yerlerinde park etmek gerek, onda da genellikle şehire yakın olanlar dolu oluyor…), en iyisi mi arabayı otelde bırakıp, start’a kadar 2k mesafe var zaten, hafif koşaraktan ısınmış olarak başlama noktasına gitmeye karar veriyoruz.

Bu arada yağmur çiselemeye başlıyor. Zaten yüksek tepelerde, yarışa son bir kaç saat kala, siyah bulutlar birikiyordu, hava durumu da yağmur geliyor diye bas bas bağırıyordu, yağmurluklarımızı da yanımıza aldık. En azından start’a kadar sıcak ve kuru tutardı bizi. Ancak, yağmur parkurun elbette daha kaygan olması demek idi, bu ayakkabılarımız ile de daha önce hiç patika yarışı koşmamıştık, yağmurdaki performansını hiç bilmiyor olmamız önümüzdeki en büyük bilinmez idi…

GPS’i açma, son bir ihtiyaç molası filan derken, yarış start çizgisine ancak 3 dakika kala varabiliyoruz… Neyse, kıl payı!

11,5k icin 125 kişi start alıyoruz. Parkur, kısa olmasına rağmen, katılımın kalabalık olmamasına şaşırdım. Sonradan öğreniyoruz ki ya çoğu Salzburg’lu organizasyondan habersizdi ya da mesafeyi kısa bulmuştu. Zaten sürekli koştuğu parkurlarda bir de üzerine para verip yarışmak pek cazip değildi… (Parkurlar zaten iyi işaretlenmiş durumda.) Eeee haklılardı da. Bu organizasyonun hakkı ya ya 55k ya da 100k idi! Ama bir ultracı Avusturya’da bile olsa da kolay yetişmiyor!

Parkur ana hatlarıyla, Residenzplatz’dan, Dom’un arkasından, başlıyor, Salzach nehri kenarına iniyor, 3k kadar nehir kenarında düzlük gidiyor, sonra köprüden geçip karşı kıyıdaki villaların içinden devam ediyor. Çiseleyen yağmur yerini birden güneşe bırakıyor.  Evler de yerini göz alabildiğine yeşilliğe bırakıyor. 4.5k’da sağımızda bir şato vari bir kilise beliriveriyor. Kubbesiyle inanılmaz fotojenik bir yapı bu. Adı Heiliger Johannes der Taufer imiş. Buraya kadar birlikte 5.4 pace ile bir kadınla yanyana koşuyorum. Resmen birbirimize tavşanlık yapıyoruz. Kadın yapı olarak çok fit, belli ki iyi antrenmanlı… Manzara ile birlikte karşımızdan gelen yakıcı güneşi de fazla dert etmemeye çalışıyorum. Ama hissettiğim yüzümün alev aldığı… 5k’ya geldiğimizde parkur artık sarı ile işaretlenmiş patikalardan birine dönüşüyor.  Sonra yine kısa boylu apartmanların arasından geçiyoruz. 8k’da tren istasyonunun üzerinden geçen köprüden sonra soldan, işte gerçek, bildiğimiz bir patikaya giriyoruz. Aman tanrım, patikanın girişi önce masum başlıyor… Ancak sonra o kadar sert bir tırmanışa dönüşüyor ki, merdivenleri çıkmaya başlıyoruz, bi yandan da, kalbim, nabzım fena atmaya başlıyor. Yavaşlıyorum hemen. Ama durmuyorum. Her yokuşta olduğu gibi arkamdan gelenler geçmeye başlıyor beni (her zaman yokuşlarda zaafım var, özellikle antrenman yapıp, çalışmam lazım!), bu sefer moralim bozulmuyor, çünkü beni geçenler zaten görünüşte çok belli ki ciddi antrenmanlılar. Bazıları da duruyor, benim gibi nefes nefese kalan bir çoğunluk  da var, ben durmadığım için bile sırf bu benim için başlı başına büyük bir motivasyon! Arkasından girip, tepesine tırmandığımız, ve sonra indiğimiz tepenin adı Kapuzinerberg, zirvesinde kendi kalesinin de olduğu, Salzburg Kalesi’ne tam karşıdan bakan yükseklik burası. Salzburg’a geleceklere bu tepeye de çıkmalarını tavsiye ederim.

0605033f-5617-489f-af2c-b5a97a8d445010k’da artık iniş başlıyor. Patikanın zemini bile aslında o kadar güvenli ki, temkinli ama hızlı koşmaya çalışıyorum. Çıkışta fena zaman kaybettim.  Artık finişe az kaldı, telafi etmeliyim. Derken, patika yine sert bir inişe, yani merdivenli bir inişe dönüşüyor. Hem ıslak, hem taşlı, hem de kaygan. İniş olmasına rağmen  nerdeyse kimse koşamıyor burada. 1.14 ile bitirme hedefim burada suya düşüyor. Artık 1.20’nin altında bitireyim bari diye yeni bir hesap ile kafamı meşgul ediyorum. Artık son basamaklara yaklaştığımızda, şehir manzarası fotoğrafı çeken turistlerin içine karışıyoruz, Allahım hakikaten bu manzara ne güzel! Sağımızda tüm şehir ayaklarımızın altında, karşımızda da Salzburg kalesi. Nefes kesici. Son bir dikkatle IMG-20160618-WA0018Imbergstiege’ye iniyoruz. Artık geldik sayılır! Staatsbrücke köprüsünden geçip (her koşucu ışıklara gelmek üzere olduğunda trafik önceden durduruluyor), altgeçitteki Mozart’lı graffitiye selam verip, eski şehrin en çok yaya kalabalığının olduğu caddelere son 500m’de dalıyoruz. Yarışın sırf bu tarafı bile enteresan bir tecrübe. Nerdeyse duran bir insan yığını arasında slalom yaparak koşmak da bir tecrübe! Veeee derken meydan ve finiş tag’ları görünüyor, Ersavaş’ı görüyorum seyirciler arasında, herkes alkış tutuyor, acayip duygusal anlar, vee kırmızı halıda bitişi görüyorum! Kısa bir yarış olmasına rağmen , hem çok keyifli bir organizasyon idi, hem de ben hakkını vererek koştum! Bu yarışı yazın bir kenara, hem harbi, hem ciddi hem de acayip keyifli bir organizasyon.

Şimdi gelelim organizasyon ile ilgili ipuçlara :

İpuçları :

  • City Trail olarak geçen 11.5k uzunluğundaki yarışın %25’i bizim patika olarak bildiğimiz standartlarda (organizasyona göre ise %60’ı), kalanı ise asfalt’ta idi. Trail ayakkabısı ile koşmamak konusu bu nedenle hiç sorun olmadı. Ama organizasyonun uyardığı gibi merdiven inişlerinde özellikle çok dikkat etmek kaydıyla!
  • Parkur, ıslak ve patika da koşulmasına rağmen sıfır çamur! Bu nasıl bir memleket ki, ne toz ne de çamuru var!…
  • Yarışa erken kayıt olun. Masada kayıt olmak çok pahalıya patlıyor. (Kayıtlar ilk açıldığında 19€ imiş kayıt bedeli, masada ise 44€’a çıktı maliyeti.)
  • 5k’da belirtilen bir CP yok. Gerek de yok. (Gerci 7k gibi bir mesafede su veren birileri vardi, organizasyondan miydi bilmiyorum) 8k’ya kadar elimdeki siseden bir yudum su bile içmedim, sıcak olmasına rağmen gerek duymadım. Enerji jeline de gerek yok. Tırmanış olmasa çok çok rahat koşulan bir parkur.
  • Bizdeki patika ile Avrupa’lı patika standardı arasında dağlar kadar fark varmış… Yine de malzeme konusunda temkinli olmak lazım tabii ki.
  • Sponsor yönünden epey kalabalık bir organizasyon, araba firmasından, bankaya, yerel ya da uluslararası pek çok firma organizasyona sponsor. Ama aralarında en güzeli Salzburg’un yerel  bira markası Stiegl’in sponsor olması idi. Finişte dilediğin kadar alkolsüz bira içebilmek güzel 😉
  • Büyük maratonlardan biri gibi binlerce kişinin yarıştığı bir organizasyon değil Mozart 100. Her kategoride yaklaşık 150 – 200 kişi yarışıyor. Dolayısıyla, hem koşucusu, hem seyircisi az bir organizasyon.

Hamiş :

Biz bu organizasyonu çok sevdik. İyi ki denk gelmişiz. İyi ki katılmışız. Finisher madalyaları arasına Mozart 100’ü eklemek çok güzel oldu. Bir dahaki sefere, önceden planlamak kaydıyla, mutlaka uzun parkurlarından birini de koşmak isteriz.

Screenshot_2016-06-18-23-25-09-1Logbook / Veriler :
Mesafe : 11.5K
Süre : 1:17:57
Yükseklik değişimi : 224 dsc + 222 asc
Pace : 6.45/K
Ortalama nabız : 178
Harcanan kalori : 963 cal
Recovery : 79h

Ekipman ve diğer :
Saat : Suunto Ambit 2
Ayakkabı : Mizuno Wave Rider
Üst : New Balance Bozcaada 2016 t-shirtü (üzerindeki Türk Bayrağı arması nedeniyle önemli ;))
Alt : Nike Pro uzun tight
Çorap : Norfolk kısa koşu çorabı
Yanımdakiler : 0.5 lt su,  telefon, kulaklık.

Yazan : Bike Geçkinli

IMG-20160619-WA0014

RUNBO Sonuçlar :

Bike       11,5K  01:17:57  (Overall: 67/125, Gender: 23/52)
Ersavas 11,5K  01:10:26  (Overall: 45/125, Gender: 35/73)

20160618_185044 IMG-20160618-WA0026