Marathon du Medoc 2018

​Marathon du Medoc 2018
08 Eylül 2018
Koşan RunBo: Bike (42K) veeee Sinem Özmen

O bir karnaval! Koşulması gereken en eğlenceli maratonlardan biri!

Hani bir zamanlar “Ölmeden önce görmeniz gereken yerler” diye listeler yayınlanırdı. Modası geçti galiba, şimdi epeydir görmez oldum o listeleri.. Fakat koşmaya ilk başladığım zamanlardı. Merakla google yapmıştım. Dünyada trilyon tane yarış var, fakat bunların arasından hangilerini mutlaka koşmalıydım? Uzun listeleri geçtim. Kısa olana baktım. Sadece 10 tane yarış sıralanmıştı. Listenin üst sıralarında da Marathon du Medoc vardı!… Neydi bu Medoc? Çok eğlenceli bir olaydı, hatta Yonca Tokbaş’ın deyimi ile bir “karnaval”dı. İşin içinde kostümle ve bağlar arasında koşmak, şarap tadımı, canlı müzik, vb.. vardı. Kısaca yeme-içme, eğlence ve koşmak demekti! Asfalt üzerinde maraton koşma fikri hala aradan geçen yıllar sonra bile bana hiç cazip gelmezken, tek istisnası olabilirdi, Marathon du Medoc!

Derken 2 yıl önce sohbet sırasında tesadüfen yine gündemime geldi bu yarış. Sinem iki kez gitmişti. Üstüne atladım! “Ben de, ben de” diye! Geçen yıl olmadı, bu yıl taktım kafaya! Fakat yarışa kaydolmak öyle basit bir olay değildi… Yoğun talep vardı, kayıtlar açıldığı gibi kontenjan dolunca kapanıyordu… Azimle, sabah akşam web sitesini nöbetleşe kontrol ederek kayıt olmayı başardık!

Evet baylar ve bayanlar! Hazır mısınız Medoc raporunu okumaya? Müziğin sesini açın ve kadehinize güzel bir kırmızı şarap doldurun! Haydi başlıyoruzzz!

Her yıl farklı bir tema belirleyen Medoc’çular, 2018 için temayı “Amusement Park” olarak belirlemişti… En azından olaya yeni vakıf olmaya çalışan biri için zor bir kostüm konusu değildi. Hani yine iyiydim…

Tutu ve peruk hayat kurtarır!

Sinem bu işin artık “pro”su olmuş. Kendimi baştan ona teslim ettim. Panik olmayın. Hiç fikriniz yoksa renkli bir tutu alın. Sinem bir de mavi peruk verdi. İşin özü bunlar hayatımı kurtardı..

Sevgili Baylar! Bu not size!

Sevgili baylar! Özellikle sizlere ters gibi görünebilir olay, fakat erkek katılımcı sayısı kadına göre daha fazlaydı! (Katılımcıların %69’u erkek.) Aklınıza gelebilecek her ilginç kostümde gördük erkek milletini! Kadın kıyafeti giyenler, ördek karakter bu yıl pek popülerdi, elinde oltası ile vıraklayanlar, bayağı bildiğin tanga ile yarı çıplak koşanlar, sırtında dev bir şişme balina balonuyla koşanlar… Hapishane kaçkını, belinde çarpışan araba ile koşanlar… Aklınıza ne gelirse hepsi sıradışı bir kostümle ordaydı! Bu alanda Türk erkeklerini de artık Medoc’ta görmek isteriz! Yaratıcılık size kalmış. Buyrun hodri meydan!

Yeme içme

Maratonda tüm olay zaten yeme içme üzerine kurulu. Kit içinden kalınca  bir maraton kataloğu çıkıyor. Burada parkur üzerindeki tüm tadım noktaları (CP demek hakaret olur! Parkur üzerinde adım başı birşeyler var!) gayet basitçe anlaşılır şekilde işaretlenmiş. Görünüşe göre epey birşeyler yiyip içeceğiz! Fakat en kaçırmamız gerekenleri önceden çalışıyoruz. En baba yiyecekleri sona saklamışlar. 28K’dan sonra CP’ler iyice şenleniyor, kuruyemiş, meyve, istridye, et, mısır, peynir ve finişe 700 m kala dondurma CP’leri var.. Hele o istridye şampanya CP’si neydi öyle… Anlatılmaz yaşanır! Dev istridye tepsileri, binlerce insan… Maratonu buraya kadar koşup yarışı istridye yemek masasında bırakabilirsiniz. Baştan anlaşalım, ben bir daha öyle yaparım.

Bu arada katalogda hiç bahsedilmeyen pamuk şekeri de şatonun kendi ikramıydı sanki..

Sadece maraton parkuru üzerinde 60 adet kendi şarabını üreten şato bulunuyor fakat şarap tadımı yaptıran noktalar ise kataloğa göre 20 adet. Fakat hissedilen 500! 😉

Şarapla ilgili bir not. Yarış sırasında resmen hortumla şarap tüketiliyor, üreticiler en taze şaraplarını sunuyorlar. Bir noktadan sonra farklı üreticilerin farklı şaraplarını tatsanız bile, tat aynı geliyor. Belki çok az nüans vardır, o gurmelik bende yok. Fakat bunların arasından tadabildiğim kadarıyla 2 üreticinin şarabı diğerlerinden ayrılıyordu.. Ama kimdi ne idi, herşey film şeridi gibi akıp gitti…

Cut off süresi

10.000 kişi. Omuz omuza. Kıç kıça. 6 saat 30 dakika cut off süresi var. Bu süre içinde ye ve ic diledigin kadar. Fakat dans edip, koşmayı da unutma!

Parkur

Ağırlıklı asfalt, fakat bağlar arasında parkur elbette toprak ve hatta çakıl yola dönüşüyor. Nerdeyse hemen hemen herkes asfalt ayakkabısıyla koştu. Sinem’de kostümü ile renk uyumlu kan kırmızısı Salomon Speed Cross vardı. Hem çok yakışmıştı hem de tercihinden mutluydu. Ben de emektar Asics Kayano’larımla koştum. WC molaları da bağlar arasında 😉

Medoc nerede?

Yarışın startı Pauillac kasabasında, Medoc bölgesinde yer alıyor. Start ile finiş aynı noktada. Bordeaux şarabı diyince ilk bu bölge akla geliyor, bağları ve iyi şarapları ile ünlü. Zira parkur bağlar ve şatolar arasında kıvrıla kıvrıla gidiyor…

Konaklama olarak Bordeaux içinde kaldık. Fakat buradan da 1-1.5 saat yol Pauillac. Ayrıca, araç kiraladınız mı, şehir içinde otopark etmek demek yarım gün için yaklaşık 10€ gibi bir maliyet demek..

Yarış parkuru raporu gibi… Bizim videomuz:

Medoc’tan geriye kalanlar:

Hasarlı bir ördek gibi ben. 18.-19.km’lerde dur kalk, ye iç, güle oynaya giderken birden kalçama birşey oldu. 30..km’lerde ağrı kuyruk sokumuna saplandı. Bu sefer çatlattık herhalde dedim Sinem’e… 30-40km arası kendimle ciddi bir mücadele içinde geçti yarış. Her adımımı cut off süresi 6:30’a göre ayarladım. Bitirdiğimde bir adım atacak halim yoktu. Tam anlamıyla sürünerek bitirdim.

Bana ne olmuştu? Aradan zaman geçtikçe durumu daha sağlıklı değerlendirebiliyorum:

  • Bu yarışa eğlenmek için katılmıştık, fakat yine de 42.295km koşacağım gerçeği ortada idi! Benim ise hazırlığım yoktu!
  • En son asfalt koşumu 4.5 ay önce İstanbul YM’unda yapmıştım!
  • Tatil sebebiyle tüm Ağustos hatta tüm yaz yan gelip yatmış, doğru dürüst antrenman yapmamıştım!
  • Sonunda zayıf bir core ve antrenmansız halim ile bu maratonu koşamadım!
  • Diğer taraftan, bu yıl yarış 30C’lerde olağanüstü sıcak bir havada koşuldu. Millet elektrolit takviyesi ile koşarken benim ise hazırlığım yoktu. Sürekli şarap içince de, iyice dağıldım…
  • Kalçamdaki olaylar yeni değil elbet. Bir süredir darbeye bağlı oluşan ödemlerle mücadele ediyorum. Medoc’un 30.K’si bana kalçamdaki ödemleri bir güzel hatırlattı.

Yarış ve yarış sonrası Kiti:

Yarış kitimizin içindeki t-shirt pek güzel. Her yerde giyiyorum. Gördüğünüzde sakın görmemişin t-shirtü olmuş demeyin haa.. Yarış posterini ücretsiz dağıtıyorlar.

Yarış sonrası, madalya ile birlikte çanta içinde bir kit teslimi daha oluyor. Soğutuculu çanta içinde yarışa özel ahşap kasası içinde bir Bordeaux şarabı hediye ediyorlar. Bir de kırmızı bir gül 😉 Diğer küçük hediyeler de var, çam sakızı çoban armağanı.

Yaklaşık maliyetler:

Yarış kaydı 87€
Uçak 175€
Otel 80€ (2 gece/kb)
Diğer Harcamalar 150€
Toplam 500€

Son Söz:

Hayatınızda en az bir kere koşmanız gereken bir yarış Medoc.

Yarışı bitirmek gibi bir hedefiniz varsa, bir de o kadar şarap içecekseniz, maraton koşacakmış gibi antrenmanlı ve tedarikli gidin! En azından birkaç jel yanınızda olsun!

Ne kadar çok kalabalık, o kadar eğlence! Kalabalık gidin, çok eğleneceksiniz!

Yazan: Hasarlı Medoc ördeği Bike

Süre: 06:30:12
(Overall 5177/7961, Women 1424/2460, Category 521/808)

Resmi web sitesi: https://www.marathondumedoc.com/

2018 Yarış Tanıtım Videosu: https://dai.ly/x6tb2ou

2014 yılında Yonca Tokbaş Medoc’u koşmuş ve yazmış: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/yonca-tokbas-kelebek/resmen-karnaval-27227835

Medoc Maratonu Diplomam: