Alanya Ultra Trail 2022

Alanya Ultra Trail 76K, +3720m
02.04.2022 https://alanyaultra.com/
Konuk Yazar: Başaran Canbulat


Bu seferki konuk yazarımız, Başaran, kendi deyimi ile ilk gerçek ultra maratonunu hem de en zorlu parkurda Alanya UT’in en uzun mesafesinde koştu. Başaran, hepimiz gibi bir “hobi” koşucu, fakat yıllardır kendi kendine çıtasını o kadar yükseltti ki, buralara kadar geldi. Alanya’da tecrübeli uzun mesafe koşucularıyla start aldı, çok da şahane koştu. Kendisiyle cidden gurur duyuyoruz. Bundan sonra taşlık, dağlar, tepeler, tozlu ve çamurlu patikalarımız eksik olmasın.

Team Run.BO

Eveeet sonunda gerçek manada ilk ultra maratonumu tamamladığıma göre, buraya birkaç cümle yazmak farz oldu 🙂 2022 Alanya Ultra trail 76K parkurunu 13 saat 25 dakikada tamamlayarak, “bitiren” olmayı hak ettim. Şimdi gelelim fasulyenin faydalarına  (hem kendime hem de bu parkuru ilk defa deneyecekler için gelecek seneye notlar)

Ön bilgi: 76K parkuru için 8 haftalık bir planla;

Haftada 70K-100K civarı koşarak (ortalama 1000-1500 mt arası yükseklik kazanımlı ) hazırlandım.

Antrenmanlarımı, geneli arazide olmak üzere; jog+interval+tepe+uzunlar şeklinde gerçekleştirdim. Sakatlık yaşamadan taper dönemine girip yarışa geldim.

Bu bölüm için ufak not: Arazide koşarak kuvvet kazanmış olsam da, yarış sırasında karşılaştığım sorunlar nedeniyle, seneye hazırlık planına mutlaka 1 gün ekstra kuvvet antrenmanını dâhil edeceğim.

Yarış öncesi: Yarışa 3 hafta kala alkol alımını kestim. (düşük nabız için önemli)

1 hafta kala kafeinli içecekleri kestim.(yarış esnasında tüketilen kafeinli jellerin etkisini artırmak için)
2 gün kala karbonhidrat yüklemesine başladım (glikojen depolarını doldurmak önemli)
Hata: Son akşam yemeğinden sonra 2 bardak çay içtim Sonuç: Toplam 4 saat uyku 🙁

Yarış günü: Sabah yapılan orta şiddetli kahvaltı sonrası, otelden 2 kilometrelik bir yürüyüşle start alanına geldim, 5-6 dk. jog ve ısınmanın ardından yarış başladı.

Önceki yıllarda 28K ve 48K parkurlarını koştuğum için 3. kontrol noktasına kadar olan rotayı iyi biliyordum ve bu kısımı hiç zorlanmadan geçtim. Aslında her yarış durum farklıdır ve zordur ama daha çok yarışın 3. kontrol noktasından sonrasına odaklandığım için, başlangıç bölümünü yarış havasından ziyade antrenmandaymış gibi hissederek koştum. Bu noktaya yaklaşık hedef süremden 5 dk. sonra ulaştım.

 Genel olarak yarış öncesi belirlediğim strateji:

*Her kontrol noktasında su mataralarını doldurmak,
*Her kontrol noktasına 10 dk kala -tahmini- enerji jeli almak,
*Her saat başı tuz hapı almak,
*3. ve 5. kontrol noktasında beslenme diğer kontrol noktalarında sıvı almak
*Çıkışlarda yürürken hurma-kara üzüm-çubuk kraker ile beslenmek

Tabi tüm bu planlar kâğıt üzerinde çalışsa da parkurda her şey anlık değişiyor. Antrenmanları 3-5 derecelerde hatta son zamanları karlı ormanda gerçekleştirmiştim. Yarış günü hava sıcaklığı 25 derece olunca işler tersine döndü:

21-22K civarı ilk kramplar bacakların iç tarafına girince eyvah dedim bu yarış bitmez.

10 dakika kadar rölantiye alıp 3.kontrol noktasına ulaştım. 4-5 dakika kadar oturup dinledim. Soda-ayran-tuz üçlüsü ile kendime gelince yola koyuldum, buradan sonrası benim için bilinmeyendi. Evet, kafamda hedef bir süre oluşturmuştum ama bu süre her şeyin iyi gittiği durumlar için geçerliydi. Şimdi ise daha yarışın neredeyse başında kramplarla boğuşacaktım, önümde zirveye kadar sağlam 2 çıkış vardı.

Önemli – 3.kontrol noktası ile zirve arasında ne yazık ki 1 lt su yetmedi-sadece bu sektör için 1 adet yedek matara alınmalı ve 3.kontrol noktasından çıkışta 1,5 lt su ile zirveye gidilmeli -önemli-

Hedef süremden yaklaşık 40 dk daha geç olarak zirveye ulaştım. Ayran-soda-tuz üçlüsünü burada da bulmayı hayal ederek geldiğim zirvede sadece kola-su ikilisini görünce büyük bir hayal kırıklığıyla oracıkta sandalyeye çöktüm ve kaldım 🙂

Buradan sonra hedef süre için değil, sadece yarışı bitirebilmek için planımı değiştirdim. Çünkü aşırı sıcak hava ve yarım saatte bir gelen kramplar neticesinde oluşabilecek kaza ya da sakatlık maceranın sonunu getirirdi.

Yaklaşık 10 dakika kadar dinlendikten sonra yola çıktım ve süre baskısı da gidince kafa olarak rahatladım ve artık keyif zamanıydı. Zirve inişinde hızlı olurum diye düşünüyordum fakat orman içindeki patika hem dik hem de kaygan bir yapıda olduğundan kontrollü bir şekilde 5.kontrol noktasına ulaştım. Burası orman içinde, hem beslenme hem drop-bag noktası olarak güzel bir mesire alanıydı. Sıcak çorbanın ardından bir tabak dolusu peynirli makarna tabi ki beyaz ekmekle 🙂 afiyetle yedim. Eğer ayakkabımda bir sorun çıksaydı burada ayakkabı değişimi yapacaktım ama gerek kalmadı. Yedek jellerimi alarak parkura girdim. Güneş kremini ağırlık yapmasın diye drop-bagde bırakmıştım ama onu da sürmeyi unuttum 🙂

Öneri: en minik boy güneş kremi alıp, yanında taşımak daha mantıklı, sabahtan-akşama kadar en az 4-5 kere sürmek gerekiyor.

Yaklaşık yarım saat sonra yol kenarında bekleyen Didzis ile karşılaştım. Kaybolduğunu sandığı için organizasyonla telefonda konuşuyordu. Ben sorun olmadığını saatin rotayı doğru gösterdiği söyledim. Kendisi rota yüklenen saat kullanmadığı için kafası karışmış. Beni takip etmesini söyleyerek beraber koşmaya başladık.

*Parkurun yapısı:

76K+ uzunluğunda 4000mt+ yükseklik kazanımlı, sahilden başlayıp inişli çıkışlı patikalarla 1560 mt zirveye ulaşıp en son başlangıç noktasına dönen;

15 saat zaman limitli, insanın kendi sınırlarının test edebilmesi için mükemmel bir parkur. Orman içindeki çoğu bölüm single track, ama kolay değil. Parkurun yarıştan önce temizlendiğini biliyordum. Fakat rüzgârla beraber ufak taş ve kayalar tekrardan patikayı kaplamış olduğundan daima temkinli ilerledim. Baton ve yastıklamalı arazi ayakkabısı bence olmazsa olmazlardan Alanya için. Sahildeki kum etabını koşarak geçtim ki yürümek aslında daha zor bu bölümde. Ne kadar kumla az temas ederseniz o kadar rahat geçiyor. Parkur boyunca işaretlemelerin çok çok iyi olmasına karşın, 3 kere sapakları kaçırıyorum -not: üçü de yokuş aşağı giderken oluyor,malesef bastığım yerleri göreyim diye yere bakınca sağa yada sola giren patika girişlerini göremiyorum.-

Her yarım saatte bir gelen 1-2 dakikalık kramplarla birlikte 6.kontrol noktasına ulaşıyoruz, Didzis ile birlikte. Bazen yol boyu birileri ile sohbet ederek ilerlemek daha eğlenceli oluyor. Aslında ultra maraton yalnızlıktır diyenler olabilir ama her zaman değil 🙂 Mahmutseydi’den Paşaköy’e doğru çıktığımızda yarış başlayalı 9 saat olmuştu. Yarışın bana göre 2 kilit sektöründen (diğeri zirve çıkışı) birisi bu etap. Öğleden sonra güneşini direk alarak devamlı inişli çıkışlı patikalarla orman içi ilerliyorsunuz. Rüzgârsız ve bol nemli hava ile birlikte performans düşüyor bu bölümde. Didzis kötü olunca 2 kere küçük nefes molaları verip bir şeyler atıştırıyoruz. 7.kontrol vardığımızda tansiyonu ölçülen başka bir koşucuyu görüyoruz, yarışa devam etmeme kararı almış kendine gelmeye çalışıyordu. Maalesef bu sporun doğasında olan bir şey, yarış bırakmak. Uzun süren yarışlarda özellikle hava şartları çok belirleyici olabiliyor. Gün boyu düzgün beslenememe ve yetersiz sıvı alımı neticesinde, vücut daha fazla çalışmak istemiyor ve bir noktada kendini kapatıyor. Tabi biz de bu durumda biraz daha yavaştan alıp sağlıklı bir şekilde yarışı bitirmek için yola çıkıyoruz.

Artık güneşin de etkisi geçtiğinden rahat bir şekilde sahile doğru iniyoruz. Son kontrol noktasında sularımızı doldurup yola devam ediyoruz. Kum etabı bu sene kısalmış gibi geliyor ya da uzun süredir koştuğumdan mesafe bana kısa geliyor. Fazla sorgulamadan en son etap Kale çıkışına geliyoruz. Hava kararmak üzere gün batımı; çok güzel biraz manzara seyrediyoruz. Son dakika sürprizi: rota değişmiş normalde teleferiğe kadar çıkıp direk kale içine giriyorduk daha önceki yıllarda, bu sefer kale surlarını dışardan dolaşmaya başlıyoruz. Hiç bitmeyecek gibi gelse de sonunda içeri girip inişe geçiyoruz. Son bölümü komple yürüyerek muhabbet ederek geçiyoruz.

Her anından keyif alarak koştuğum Alanya Ultra 76K parkurunu 13 saat 25 dakikada tamamlayarak madalyamı boynuma takıyorum! Yarış sırasında bir daha bu parkuru koşmam herhalde desem de biliyorum ki, bu yazıyı yazarken önümüzdeki senenin planlarını yapmaya başlayacağım 🙂

Yarış süresi boyunca:

* 12 lt sıvı (su+kola+ayran+soda)
* 8 adet enerji jeli -5 adedi kafeinli-
* 8 adet elektrolit tablet
* 15 adet tuz hapı + 5 adet poşet tuz
* 6 adet hurma + 1 paket çubuk kraker+ 1 avuç kuru üzüm
* Kontrol noktalarında dilim şeklinde portakal + limon
* Beslenme noktasında çorba + makarna

Genel olarak bu yarıştaki beslenmemden memnun kaldım. Herhangi bir mide problemi yaşamadım. Sadece sıcak havadan dolayı kramplar ile boğuştum. Umarım daha sonraki yarışlarda bu sorunun üstesinden gelirim.

Yarışın öncesinden sonrasına her anında desteklerini hissettiğim TeamAG’ye ve Tahtalıoğulları’na çoook teşekkür ediyorum. Kontrol noktalarında ve yarışın sonunda tam destek olan @baysal_serpil_ sana ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Seneye bu parkuru beraber koşmak dileğiyle…

Ev sahibimiz @omer_artan, oda arkadaşım @runnroll, antrenman @mzapacoo, yarış arkadaşım @didzisjeremics, yayıncı @teamrunbo ve ALS durana kadar #stopALS

Bu macerada rol alan herkese kocaman tebriklerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum. Seneye görüşmek üzere…

One comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir