BATA CIKA / MUD RACE 2015

Ersavaş: Abi ben kulağıma müziğimi takayım, temiz ayakkabılarımı giyeyim, asfaltta tıkır tıkır koşarım. Gelemem öyle dağ, taş, çamura
Cem: Gelirsiiin! Hem olayın aslı eğlence, öyle zor değil. 5K altı üstü…

parkur2İşte bu ve benzeri sözlerle Team Run.bo üyelerinden Ersavaş’ın ve Bike’nin aklını çeldikten sonra Elçin Arıtürk ( kendisi eşim olur 🙂 ) ile birlikte 4 kişilik bir ekip olarak kayıtlarımızı tamamlamıştık BataÇıka 2015 yarışına. Aslında daha önce youtube videolarından izlediklerim haricinde hiçbir bilgim yoktu bu yarış hakkında ancak 5K’lık parkur ne kadar zor olabilirdi ki? Olsa olsa parkur1yarış sezonu başında çerezlik bir ısınma. İşte bu düşünceler eşliğinde BataÇıka 2015’i beklemeye başlamıştım. Zor ve yorucu geçen 2015 yazı nedeni ile Temmuz ve Ağustos’ta neredeyse hiç antreman yapamamış ve Temmuz-Ağustos aylarında sadece 7-8 kere ve toplamda sadece 60K civarında koşabilmiştim. Ağustos ayının son 10 gününde çıktığım tatilin izleri de Eylül ayının ilk haftasında soğuk duş etkisi yapan iş temposunun ardından daha yeni yeni silinmeye başlamıştı. İşte böyle bir fizik kondüsyon ve moral motivasyon durumu ile 5 Eylül 2015 Gelip çatmıştı. 4 Eylül Cuma gecesi tuttuğum nöbetteki 4 saatlik uyku ise işin tuzu ve biberiydi 🙂 .

fiskiye2Ersavaş ve Bike saat 11:00 seansında, ben ve Elçin ise öğleden sonra seansında koşacaktık. Sabah saat 10:00 civarında yarışın yapıldığı Gercek Macera, Şile-Yeşilvadi bölgesine ulaşan Ersavaş ve Bike’den yol ve hava durumu ile detaylı bilgileri, etkinlik alanı fotoğraflarını ve ambiansını, yarış parkur detaylarını whatsapp aracılığı ile edindik. Hastanede işlerim bittiğinde saat 12:00 olmuştu ve Ersavaş ile Bike çoktan yarışı tamamlamış, dinlenmeye geçmişlerdi. Elçin ve kızım Ada ile saat 13:30 civarında etkinlik alanına ulaşınca 15:30 olan yarış saatimizi 14:30 ile değiştirmeye karar verdik. 1 saatlik kayıt, muhabbet ve hazırlanmanın ardından yarış saati geldi çattı.

baslangic_kosuIsınmanın ardından başlangıç takının hemen önünde toplanan yaklaşık 30 kişilik 14:30 seansı yarışçıları start ile birlikte parkura atılıverdi. Yaklaşık 200 m. boyunca, etkinlik alanının önünde devam eden parkur sonrasında, sola doğru kıvrılan yolla birlikte karşımıza ilk engel olan çamur havuzu çıktı. Yarışın başında, olumsuz olabileceğini düşündüğüm bu engel 14:30 sıcağında serin bir duş etkisi yarattığı için hoşuma bile gitti diyebilirim 🙂 . Bu engel sonrasında yaklaşık 1K içinde 4 engel daha aştıktan sonra rota, patika orman yoluna daldı. Parkurun, her tarafı yemyeşil, nemli ağaç kokulu, yer yer dere geçişleri olan çok keyifli 2K’lık bu kısmının en kötü yanı 110m.lik irtifa kazanımı oldu. Özellikle antremansız fiziğe eklenen hazırlıksız yarış psikolojim bu durumdan oldukça rahatsız oldu 🙂 . Neyse ki bu bölümün çoğunluğu gölge idi. Parkurun bu tırmanma etabı boyunca hep koşar haldeydim ancak performansım Kaçkar Ultramaratonu’ndakinin çok çok altındaydı ( çalışmayınca olmuyormuş 🙂 ).

Yer yer tam baş-göğüs hizasında yolu kapayan ağaç dalları, dikenli çalı uzantıları dikkatli olmayı gerektiriyordu. Önce 1,5K kontrol noktasını geçtim. 3K kontrol noktasına gelmeden, sağ tarafta uzaklarda bir yerlerden, önümdeki koşucuların seslerini duyduğumda, parkurun az ilerde dönüyor ve tırmanış kısmının bitiyor olduğunu anlayarak mutlu ve motive oldum. 3K kontrol noktasını da geçtikten sonra, parkurun tırmanış içeren orman içi, patika bölümünü bitirerek en yüksek nokta olan 158 metrede daha geniş (2 arabanın geçebileceği) stabilize yola ulaştım. Bu yolun başındaki çuval taşıma engelini geçtikten sonra son hız yokuş aşağı ilerlemeye başladım. Koşunun bu kısmında ulaşmış olduğum hız (hızlı olmama rağmen, kontrollü ve dengeli koşuyordum) yokuş aşağı koşu konusunda katetmiş olduğum mesafeyi anlamamı ve mutlu olmamı sağladı ( çalışınca oluyormuş 🙂 ).

Yaklaşık 1,5K hiçbirşey düşünmeden ve sadece nefesimin sesini duyarak koştuktan sonra etkinlik alanındaki anonsları duymaya başladım. Burada yaşadığım mutluluk ve bu mutluluğun motivasyonu ile arttırdığım hızın düşmesi için etkinlik alanının hemen önündeki engellerecem_camurvarmam yetti de arttı bile. Etkinlik alanının hemen yanıdaki son engelli parkura ulaşıp da önümdeki yarışmacıları gördüğümde yarışın henüz bitmediğini (maalesef) anladım. Her konuda desteğini benden esirgemeyen takım arkadaşım Ersavaş’ın manidar ve motive edici tezahüratları ise yarış boyunca “eksik kalan yanım”ı tamamlamış olmanın mutluluğuna ulaştırdı beni 🙂 .

Yaklaşık 10-11 engelde çamurun her türlüsünü her duyu organımla test etme fırsatını bulduğum için, organizasyonda emeği geçen herkese teşekkürü borç biliyorum 🙂 . Biri bitti derken biri başlayan engellerde çamuru gördüm, çamuru tattım, çamuru kokladım, çamuru duydum, çamuru elledim. Son engeli aşıp bitiş noktasını geçtiğimde ben artık ben değildim.

Akılda Kalanlar, Çıkarılacak Dersler
– Yarış organizasyonlarını özlemişim.
– Her yarışın kendine özgü zorlukları olurmuş ve hepsini ciddiye almak gerekirmiş.
– 2 ay kötü antreman = 2 ay sonunda kötü performans.
– Devamlılık çok önemliymiş.
– Yokuş aşağı tekniğimi epey ilerletmişim.ersavas_mudrace2

Team Run.bo’nun diğer üyelerini doğa yarışlarına bulaştırmış olmaktan dolayı gururlu ve mutluyum 🙂 . Bu arada; etkinlik alanı, yiyecek-içecek koşulları, tuvalet – giyinme alanı – duş imkanları, müzik organizasyonu, yarış öncesi ısınma ve esneme programı, yarış startları, dakiklik vs. açısından organizasyon dört dörtlüktü. MCR yapınca gerçekten iyi yapıyor.

Cem Ariturk

Bike’den…

Sevgili ‘Mud Racer’, Team Run.bo olarak yarışa ani bir kararla, birbirimizi gaza getirip kayıt olup katılmadan önce, birkaç eğlenceli video dışında bir bilgi bulamamıştık. Kendimizi bu kolay “zannettiğimiz” parkurda bulduk. Sen sen ol, kayıt olmadan önce, Cem’in yazısını önce bir oku. Sakın ama sakın, bu yarışı hafife alma!

elcin_engelİşin komiği bir Survivor izleyicisi bile değilken, nasıl oldu da bu yarışa ikna olduk, valla tek kelimeyle : meğer Cem bizi kandımış… 😉 Hiç bir şekilde engelli parkurlar öyle televizyondan göründüğü gibi kolay değilmiş… ( Hayat ne zaman bize kolay yüzünü gösterdi ki??… 😉 )

Sonra sonra, parkur 5k değil, 5.3k imiş! ( Yine kandırıldık! 😉 ) 300m ne fark eder demeyin, o karanlık tünellerin içindeki çamurda siz de yüzün ve sonra dizleriniz parçalansın da sizi de göreyim… 😉 O son 300m bir türlü bitmiyor!

Çamurla ne kadar içli dışlı olacağımızı yarış başlayana kadar tam olarak anlamak istemedim. İşin aslı : yarıştan 24 saat sonra bile ayağımın tabanındaki siyah çamurlu lekeler, duşta resmen kazımama rağmen hala duruyor! Burnumun içinden hala toprak çıkıyor. Yarış sırasında içime bikini mayo giymiştim, eve geldiğimde içinden çıkan ot, yaprak ve dal parçacıklarından anladığım: meğer Şile ormanını eve duşa kadar taşımışım!

bike_MRYine parkurun çamurlu olması nedeniyle, hayatımda ilk kez müziksiz ve saatsiz koştum. Her ikisi de başlı başına berbat bir tecrübe! Ne mesafe, ne pace, ne de zaman mefhumu vardı koşarken. Tırmanışın zirvesindeki 3.15k’teki ara ölçümde sadece km’yi sormayı akıl edebildim! Engellerin olduğu parkurun başına geldiğimde görevliye yalvararak saati sordum! 37dk geçmiş yarış başlayalı. Bitiş hedefim 40dk idi, nefes nefese idim, her engelin yanındaki görevlilerin komutunu dinleyecek kafa kalmamıştı, arkamdaki hırslı arkadaşa yol verdim, onu takip etmek bana epey kolaylık sağladı… Yaptığı hataları yapmadım, son kalan enerjimi de idareli kullanmış oldum.

Müziksiz koşmayı hiç sevmedim. Nefesimle ilk kez başbaşa kaldım, nefesimi dinlemekten konsantre olamadım kendime!

Bütün bu tecrübelerden sonra… bir daha katılır mıyım?… Evet, elbette evet!

Bike Geçkinli

Sonuçlar : bike_podyum
Bike 00:40:45
(Overall : 95/338, Gender : 14/120, Categ : 3/18)
Cem 00:41:34
(Overall : 101/338, Gender : 87/218, Categ : 67/168)
Ersavas 00:38:24
(Overall : 69/338, Gender : 59/218, Categ : 42/168)
Elcin 00:51:30
(Overall : 192/338, Gender : 48/120, Categ : 38/92)


🙂 🙂 🙂


engel4
engel2engel_farklicamur_banyosuari_maya_atlama

son_engelfiskiyeengel3