Geyik Kosulari 2015

Geyik Koşusu, 14K (Bildiren Run.bo: Bike)
Belgrad Ormanı, İstanbul
13.Aralık.2015

geyik5Koşucular arasında prestijli bir yeri olan Geyik Koşularının 3. Yılı, artık gelenekselleşmiş ve iyi bir organizasyon olması sebebiyle de camianın iple çektiği bir patika yarışı. Bu yarış 12. Geyik Koşusu, hem de bu yılın son yarışı olacak. Sponsor Asics’çilerin söylediğine göre tam 1208 kayıtlı yarışçı ile bugüne kadar koşulan en kalabalık patika yarışı olarak kayıtlara geçti…

Bu yıl benim için “ilk”ler yılı oldu. O zaman, Geyik Koşuları’nın da ilkini koşmak lazımdı! Ekipten Cem, Erdem ve Seyit abi ise defalarca bu patikada yarışmışlardı, artık onların yeri 28K idi. Ersavaş’la benim ilk Geyik Koşumuzda 14K’da bizleri yalnız bırakacaklardı… Elçin de yeni gıcır gıcır patika ayakkabılarının şerefine çamura bulanmaya karar vermiş, 4K’da start alacaktı… İşin en güzeli, yavru Team Run.Bo’lar da bambi koşularında yarışacaktı. Güney ve Nisan artık tecrübeli Bambi koşucuları idi. Ada ise ilk kez Bambi olacaktı..

geyik1Bir önceki hafta Run.Bo ekibi olarak Sapanca’da İstanbuldere – Soğucak Yaylası arası ring bir parkurda, yarı trekking, yarı koşu, kar buz üzerinde 19k’lık bol inmeli çıkmalı güzel bir antrenman yapma şansımız olmuştu. Hafta içi de kısa mesafe koşu / cardio – spinning – yoga ile antremanlarıma devam ettim. Yarış sabahı geldiğinde moral ve kondüsyon olarak hazırdım.Belgrad Ormanı gişelerine geldiğimizde, yarışacak kalabalığın çapını ilk algıladığımız yer oldu. Yaklaşık 2 yıldır nerdeyse her haftasonu geliyoruz, defalarca başka yarış organizasyonlarına da denk geldik, ancak böylesine bir mahşer kalabalığı ilk kez görüyoruz!

Geyik Koşuları, hakikaten iyi organize olmuş bir organizasyon. Hiç bir şeyi tesadüfe bırakmamışlar. Bu kadar araba kalabalığını yönetmek bile apayrı bir iş. Tabelalar, görevliler filan, hepsi tastamam. Helal olsun! Arabayı park edip, son hazırlıkları yaparken, ekiple haberleşiyoruz bir yandan. Günün ilk yarışı 28K ile başlıyor. Erdem 28K yarışına güç bela yetişiyor, neyse ki. Seyit abiyi de göremeden çoktan parkura girmişti bile. Cem bir son dakika sürprizi yaptı (adam hep sürprizlerle dolu! Geleceğim dediği yarışa gelmez, gelmeyeceğim dediği yarışa da gelir!), işi gücü vardı, yarışla çakışıyordu, zira kayıt da olmamıştı, ama dayanamayıp işte gelmişti yarışa, Elçin, Ada ve bizi yalnız bırakmayacaktı. 14K’da beraber start alacaktık.

geyik2Bu arada Erdem’den bir selfie fotosu beklerken, yarışı bıraktım mesajı geliveriyor whatapp’a. İçten içe korkuyorum. Eyvah, parkur her zamankinden daha kötü galiba?!… O güzel atmosfer içinde fazla sorgulamıyorum. Erdem de şaka yapıyordur zaten filan diyorum. Bu arada Bambi’lerimizin yarışları başlıyor. Yarış 20m daha uzun olsa, Güney 1. olacaktı, yine de 2.’lik madalyasını göğüsledi. Yavru Run.Bo 2’dir kürsüye abone… Koşş be Güneeey! Kim tutar seni! Nisan çamurda kaymış, düşmüştü, ağlayarak geldi finişe. O güzel yumuşak ıslak yanaklarını öptük… Yavru Run.Bo olmak elbet kolay değildi! Nisan dizindeki yara iziyle en hakikisinden bir Run.Bo idi artık! Ada ise güle oynaya koştu. Neşemiz yerinde, tam start’a yakın Erdem çıka geldi! Gerçekten yarışı bırakmış! Yarış öncesi grup selfie’lerimizi bambi tayfamız ile birlikte oldukça kalabalık olarak kocaman bir aile olarak çekildik. Erdem yarış numarasını Cem’e verdi, hep birlikte start’ta 4. Grup olarak yerimizi aldık.

Yarış:

Cem ile birlikte start almak, hem birlikte koşuyor olmak, hem de onun parkur bilgisi ile birlikte elbette müthiş bir rahatlık veriyor. Ersavaş her zamanki gibi ilk 50m’den sonra önden bastı gitti. Cem de bana “beni takip et” deyince, hemen arkasına takıldım. Çok az bir düzlük sonrası daha ilk km’de tırmanışla başladık. Neyse allahtan parkur düşündüğümden daha kuru idi. Patika kenarları da kuru rengarenk yapraklarla dolu idi. 3.km’ye geldiğimizde, Erdem’in neden bu noktada pes ettiğini anladım. Eee insaf, 100m’yi şimdiden tırmanmıştık bile. Neyse her çıkışın bir inişi de vardır diye düşündüm. Bu şekilde düşünmek bana güzel moral verdi.

Sevgili dikkatli okur, normalde benim yokuş aşağıya koşmaktan da korktuğumu bilir. Kontrolü elden bırakmam. Bırakmayı sevmem. Ama ne olduysa, 3.km’den sonraki bayır aşağı inişte arkama bir motor takılmış gibi hissettim! Cem bir geyik foto3sağ bir sola zigzaglar çiziyordu, ben de onu takip ederek önümdekileri bir bir hızla sollamaya başladım. Hızlandıkça ayaklarımı çok iyi şekilde kontrol edebildiğimi fark ettim, geçen haftanın Sapanca antrenmanının bir simülasyonu gibi idi, çok rahattım. İnişten sonra tekrar tırmanış. 2. inişte sollayabilmek için yaprakların içine dalmak zorunda kaldım, yaprakların altında gizlenmiş
bir çukurun içine girince de, kaydım ve düştüm. Ama öyle bir cambaz hamlesiyle düştüm ki düşmemle kalkmam bir oldu. Hiçbirşey olmamış gibi aynı hızda koşmaya devam ettim… Sonra birden Ersavaş’ı gördüm önümde. Arkasına geçtim, sırtından usulce ittirmeye başladım. Beni görünce gözleri yerinden fırlayıverdi! 😉 Nasıl olmuştu da ben ona yetişmiştim, aklı çıkmıştı, bugüne kadar hiçbir yarışta olmuş birşey değildi bu! Hahahaa! Ersavaş’ı da solladım 😉 (Sonraki km’lerde benden intikamını fena alacaktı pek tabii…)

parkur_elev14k5.k’ya geldiğimde tırmanışları hızlı yürüyüşlere çevirdim. Tırmanışlarda dinlenip, yokuş aşağıya olabildiğince hızlı inmek gibi bir strateji oluşturdum. Enerjimi dikkatli kullanmalıydım. Parkurun bazen patika, bazen bu patikalar sonra genişçe toprak yollarla birleşiyordu. Buraya kadar Cem ile arkalı önlü gidiyorduk. Sonra bana yokuşta hadi hadi deyip moral verdi. Ama sonra kendisi ortadan kayboldu! Beni geçsin diye bekledim, ne gelen var ne giden… (meğer acil bir telefon gelmiş…) Yarışın yarısındaki patika dönüşüne gelmeden tahin pekmez tüpümü açtım. Cem’in bizle tanıştığı harika doğal bir enerji kaynağı (hem de sadece 1.15TL!) bu tüpler. Bu patika bizi bir bendin yanına kadar indiriyor, ormanda hiç bilmediğim bir bend bu, harika manzaralar eşlik parkur haritasıgk-14ediyor bize. Sarıdan, kahverengine, renk paledinin her rengi mevcut önümüzdeki tabloda. Suyun kenarında, parkur artık iyice daralıyor, dallar ve dikenler çıkıyor önümüzde, dikkatli koşmak gerekiyor. Önümdekinden de bir dal darbesi gelmesinden çekiniyorum açıkçası. İndiğimiz yerlerde olabildiğince yarışçı solluyorum. Sonra tırmanışlarda bunların bazıları beni yine solluyor tabii… Bu şekilde birkaç yarışçı ile beraber birbirimizi sollayıp duruyoruz. 10.k’den sonraki yüksekliği çok yavaş tırmanıyoruz. Patika dar ve herkes yorulmuş durumda. Artık kimsenin birbirini sollayacak hali de kalmıyor. 1k sonra parkur bir inip bir çıkıyor. 12.k’dan sonra artık inişe geçiyoruz. Enerjim hala çok yerinde, inişte olabildiğince sollama yapmam lazım. Son 1k’ya girdiğimizde artık kimse beni tutamaz. Saate bakıyorum. Derecemden mutluyum, ama daha iyisi olabilir, o zaman hızlanmalıyım. Son 500metreye geldiğimde depar atıyorum. Finişi ilk defa kalbim yerinden fırlayacak gibi olmadan göğüslüyorum!

geyik foto2Sonuçlar açıklandığında, inanamıyorum. Yaş grubu 1.si olarak kürsüye çıkacağım! Daha önce birer kez 3.lük ve 2.liklerim olmuştu. Ama bu benim ilk 1.ğim! (Zavallı ekip üyelerim, benim madalya kürsüsüne çıkmamı 2 saat bekleyince, açlıktan ölmemek için bedava ne dağıtılıyorsa, hepsine saldırdılar… Ama uzun bekleyişin sonunda da Bilice’nin üzümlü böreğinin lezzeti bambaşka oluyor… Hele de börek daha fırından yeni çıkmış ve sıcaksa!)

Hamiş:
Her yarış, beni yeni bir hedef ve motivasyona taşıyor. Bundan sonra hedefim orta mesafeli ultra yarışlara katılmak. Geyik Koşusu bu anlamda benim için hem güzel bir sezon sonu yarışı, hem de yeni sezona daha zorlu parkurlara hazırlanmak için güzel bir başlangıç oldu. Yeni sezonda görüşmek üzere! Haa bu arada kar kış demeden, antrenamanlara devaam!

geyik3Logbook:
Mesafe: 14.25k
Süre: 1:40:45
Hız: 8.5kmh
Pace: 7.04/km
Yükseklik: 386 dsc + 393 asc
Ort Nabız: 179
Harcanan: 1308 kcal
Recovery: 89 saat
Yazan: Bike Geçkinli

Geyik Koşusu, 28K (Bildiren Run.bo: Erdem)
Şakaya Gelmiyor!

Geyik Koşusu’nu bu yıl içinde keşfetmiştim. Orman parkuru, sıcak katılımcıları, güzel organizasyonu, 4-14-28 km seçenekleri ile sevdiğim bir koşuydu. Team Runbo arkadaşım Cem ile birlikte yılın ilk iki Geyik Koşusu’nda da 14 km koşmuştuk. Çocuklarım Nisan ve Güney’le de paylaşabildiğim bir koşuydu. Onlar da Geyik Koşusu’nun çocuklar için olan Bambi Parkuru’nda koşuyorlardı. Nisan ilk koşusunda kızlarda ikinci, Güney ise ikinci koşusunda erkeklerde birinci olup kürsüye çıkmıştı. Bana çok uzak gelen kürsü heyecanını gencecikken yaşamışlardı.

Yılın son Geyik Koşusu için, 15 Kasım İstanbul Maratonu’nu bitirebilmenin de etkisiyle 28km koşusunda kayıt oldum. Daha önce 14 km’lik parkurda kendime göre çok iyi dereceler tutturduğum için bunu yapabileceğime dair özgüvenim vardı. Güney ve Nisan da kendileri için son 7-9 yaş Bambi koşusunu koşacaktı. Önümüzdeki yıl 10-12 yaş grubuna terfi edeceklerdi. Yerlerin çamurlu ve kaygan olacağı neredeyse kesin olduğu için yarış öncesinde gerekli ayakkabıları temin etmeye koyulduk. Güney’in bir önceki Geyik koşusunun kendi yaş grubu şampiyonu olduğu için ödül olarak aldığı 200 TL’lik bir ASICS hediye çeki vardı. Çeki kullanabileceğimiz tek mağaza olan Taksim’deki Sneakers and More mağazasında ne yazık ki çocuk ürünü yoktu. Güney, kendi kazandığı ödülü kendisi için kullanamayacaktı. Bu tuhaf durum Güney’in moralini bozdu. Keşke yetkililer çocuklara verecekleri ödüller için daha ince düşünseler. Madem öyle çeki kullanarak kendim bir ayakkabı alayım istediğimde de mağaza yetkililerinin ödülü kullandırma konusundaki isteksizlikleri hayli moral bozucuydu. Sanki bir yarışın şampiyonluk ödülü değil de, mağazayı istismar eden uyanık bir tüketiciymişim gibi davrandılar. Soğuk, ilgisiz ve negatiflerdi. Sneakers and More koşucu dostu olmak istiyorsa, bunu davranışlarına yansıtarak göstermeli.

Hemen sonrasında Geyik Koşusu kitlerini almak için gittiğim Beşiktaş’taki OutRunner mağazası ise; sporcu dostu olma konusunda örnekti. Görevliler gelen herkesin ihtiyaçlarını dinliyor, en uygun ekipmanı sağlamaya çalışıyor, elinden geldiğince indirimler yapıp güler yüzüyle kalbimizi ısıtıyordu. Diğer mağaza ne kadar donuksa, Outrunner o kadar sıcaktı. Biz çıkarken, mağaza yetkilisi hala arkamızdan sesleniyordu “Beşiktaş sahilde antrenman yaparsanız, burayı soyunma kabini olarak kullanabilirsiniz.!!!”

Geyik Koşusu sabahı geldi. 09:00’da verilecek Start için, 08:00 gibi evden çıkmaya çalıştık ama sabah telaşı, akşam içtiğim birkaç bira ve sigaranın etkisiyle hem iyi uyanamamıştım; hem de bir türlü organize olup çıkamadım. Hızlı sayılabilecek şekilde Belgrad Ormanı’na ulaştık ama kapıdaki orman giriş bileti kuyruğu, park yeri derken Start noktasına geldiğimde saat 09:10’u bulmuştu. 28k Startı çoktan verilmişti. Start’ta karşılaştığım Team Runbo arkadaşlarım Cem, Elçin ve Ada’ya selam verip tek başıma parkura daldım. Bir yandan koşu çantamı, içeceklerimi düzenlemeye, telefonumun koşu uygulamasını çalıştırmaya çabalıyor, bir yandan kendime kızıyor ve bir de koşmaya çalışıyordum. İlk 300 metredeki fotoğrafçıları da geçince, ormanda tek başımaydım. Güzel ama değişik bir duyguydu. Yalnız, sessiz ve kaygılıydım. Kendime kızıyordum. Çok gergindim. Hep neşeyle koşan ben içimden sürekli küfrediyordum. İkinci kilometreye geldiğimde, start alan koşucuların en gerisindeki ekibe yetişmiştim. Ancak bir türlü yarış havasını yakalayamıyordum. Yorgunluk, antrenmansızlık, özensiz beslenme, motivasyon eksikliği, gecikme, yalnızlık hepsi bir arada önümde duvar gibi dikiliyordu. Koşuyordum ama beynim arkadan geliyordu. Hatta gelmiyordu. Geyik Parkuru’nun o sert çıkışlarını tamamlayıp 3. Kilometredeki kontrol noktasına geldiğimde bir anda cesaretimin çok aşağılarda kaldığını fark ettim. 14 kilometreyi tamamlayacağıma ve sonrasında bir tur daha koşacağıma dair inancım kalmamıştı. Enerjim de vardı, hızım da iyiydi. Ama beynim beni frenliyordu. Bir anda durdum. Geri döndüm. Geriden gelen birkaç arkadaşın moralini bozmamak adına “Sakatlanma ihtimalim olduğunu, tedbir amaçlı bıraktığımı” söyledim. Moralsiz ve yenik adımlarla patikadan ayrılıp 3-4 kilometre yürüyerek start noktasına geri döndüm. Yenilmiştim.

Çocuk yarışları tamamlanmış, Güney kendi kategorisinde ikinci olmuştu. Nisan ise çamurda kayarak dizini yaralamış ona rağmen yarışı tamamlamayı başarmış, kızlarda 5. Olmuştu. Ben ise onların ve Team Runbo arkadaşlarımın yanına biraz mahcup biçimde gelmiştim. Kısa da olsa koşu kariyerimdeki her yarışı, giderek iyileşen derecelerle tamamlamıştım. İlk kez, koşuya ya da parkura, hazırlıksızlığa ya da beynime kime bilmiyorum ama yenilmiştim. Bitirememiştim. Kendime kızgındım, kırgındım. Vücudum yorulmamıştı, aslında 3 k koşu, 3k yürüyüşten ötürü mutlu bile olabilirdim ama dayak yemiş kadar kırıktım. Kimseye bir şey söylemek istemiyordum. Mağlubiyeti tatmıştım. Koşunun şakaya gelmediğini görmüştüm. Kazanıp kazanmamaya beyin karar veriyordu ama beyni ayakta tutan faktörler de antrenman, beslenme, dinlenmeydi. Ben onları ihmal etmiş, beynimi diri tutamayıp, yenilmiştim.

Çocuk yarışlarında (son 3 yarışta olduğu gibi) yine bir skor karmaşası yaşandı. Geyik Koşuları Çok hassas ve iyi bir timing sistemi tutmasına rağmen, sıralamada hep bir karmaşa yaşıyor. Sıralamada 7-9 yaş Bambi erkeklerin birincisi Bülent ve ikincisi Güney ile kızların birincisi Lorin anons edilmeyince; çocuklarla birlikte bir hayal kırıklığı yaşadık. Neyse ki çocukların gözyaşlarını dindirmek için yaptığımız itirazımız sonucu gerçek sonuçlar bir kez daha ilan edildi. Benim yenilgimle başlayan gün, kürsüde bir Güney ile bitti.

Daha sonra Team Run.bo’nun bir çok üyesi 4-14 ve 28 koşularını tamamladılar. Ben ilk kez bekleyendim. Onların finiş heyecanını paylaştım. Her koşudan bir şey öğrendim, bu koşuda da yenilmeyi ve finiş çizgisinde beklemenin sabırsız soğuğunu tattım. Koşunun şakaya gelmeyeceğini yaşayarak gördüm.
Erdem Aksakal

geyik4RUNBO Sonuçlar :
Bike 14K 01:40:45 (Overall: 260/475, Gender: 29/111, Cat: 1/13)
Cem 14K 01:38:00 (Korsan Kosucu)
Elcin 4K 00:34:14 (Overall: 149/268, Gender: 62/143, Cat:15/29)
Erdem 28K 00:00:00 (To Be Continued)
Ersavas 14K 01:34:13 (Overall: 184/475, Gender: 167/364, Cat: 73/147)
Seyit 28K 03:39:43 (Overall: 82/96, Gender: 66/75, Cat: 9/10)

RUNBO Jr. Sonuçlar :
Guney  Bambi 7-9 yas   00:01:58 (Overall: 2/39,   Gender: 2/22,  Cat: 2/22)
Ada      Bambi 7-9 yas   00:03:19 (Overall: 31/39, Gender: 14/17, Cat: 14/17)
Nisan   Bambi 7-9 yas   00:02:48 (Overall: 19/39,  Gender: 5/17,   Cat:5/17)