Salomon Cappadocia Ultra-Trail 2021

16.10.2021 https://cappadociaultratrail.com/
Cappadocia Short Trail, 38,6K +1,120m, Ürgüp
Yazan: Aysel Yalaç

Giriş

Aysel ile ne zaman tanıştık? Patika camiası hala bir avuç insan olsa da Aysel gibi pırıl pırıl biri nerede karşınıza çıksa zaten gözleriniz kamaşır. İşte o an 2019’da, yani tam 2 yıl önce, Özgür Tetik hocanın koşu bandında 24 saat projesinde, kendisine dönüşümlü olarak yan koşu bandında koşarak destek verenlerden biriydi. İlk reaksiyonumu hatırlıyorum: kim bu kadın? Kısa bir araştırma sonrası LYUM’da elde ettiği başarısını hatırladım. Aysel patikalara taptaze kan olarak gümbür gümbür geliyordu. Sonra arkasından Salomon atleti etiketi ekledi cv’sine. Akademik cv’si zaten hayli kabarık. Şaşırmadım, aksine Salomon’u tebrik ettim.

Gelelim 2021’e.

Tesadüf bu ya, Aysel çok sevdiğimiz Alanya UT’e gelmisti, hatta aynı otelin aynı kattaki karşılıklı odalarını paylaştık. Tabii Aysel Alanya’ya gelene kadar kaç hafta sonunu Alanya’da geçirmişti, kim bilir? Sosyal medyadan takip etmekte zorlandık. Bir nöbette, bir antrenmanda, bir ders çalışıyor… Arada Alanya’ya antrenmana da kaçıyor, ne zaman uyuyor? Bunlar ayrı bir röportaj konusu. Aslında başarılı bir insanı nasıl tanımlarsınız? Ne yapsa iyi yapar, Aysel ne yapsa cidden hakkını vererek ve iyi yapıyor! Arkasında tutku, strateji ve zeka, müthiş bir disiplinli çalışma var, dersini iyi çalışmak var…

Sonra CST geldi çattı.. Meryem ile birlikte arka arkaya CST parkur rekorunu kırarak finişe geldiler. Böylesine büyük bir yarışta büyük başarı… Şaşırdık mı? CST’i bu kadar hızlı koşamayanlar biz dünyalılar için önde neler oldu bittiğini Aysel’in kaleminden okumak istedik.

Aysel`den öğrenecek çok şey var. Daha yolun çok başında olmasına rağmen, bundan sonra başarılarının artarak üst üste koyarak gideceğine, pek yakında yurtdışı yarışlarında Türk bayrağını dalgalandıracağına da yürekten inanıyorum.

Başarı tesadüf değildir! Yolun açık olsun Aysel! Heyecanla takipteyiz!

Team Run.BO adına Bike


2021 Salomon Cappadocia Ultra Trail 38K Yarış Raporu

Hakkımda: Tanımayanlar için Merhaba! Ben Aysel, 28 yaşındayım. 10 yıldır hemşirelik yapıyorum. Bundan 5 sene önce bir gece uyandım ve ben Psikoloji okumak istiyorum dedim. 1 yıl sınava hazırlandım ve Bilkent Üniversitesi’ni kazandım. Koşu hayatım da tam bu noktada başladı. Bilkent’e ilk başladığım yıl koşu gruplarıyla koşmaya başladım fakat derslerden ötürü bu koşulara da pek fazla gidemiyordum. Tam anlamıyla mükemmel şartları sağlayamayacağımı anlamam uzun sürmemişti. Nöbetlerde çok uykusuz kalıyordum ve nöbet çıkışı da okula gittiğim için kronik yorgun oluyordu. Ama koşmak için daima bir fırsat yaratabiliyordum. 2018 yılında Kapadokya’da ilk kez koştum ve adeta kendimi bir oyunun içindeki kahraman gibi hissettim ve patikalara gönül verdim. 2019 Runatolia’da ilk maratonumu ve ultramaratonumu koştum. 100 km’lik bir yarışa hazırlanıyordum ki, Faruk Kar kısa mesafede hızlanmamın benim için daha iyi bir hedef olduğunu söyledi. Bu gerçekten hayatımdaki dönüm noktalarından biridir. Çünkü, bence 2021 CST’nin temelleri o zamandan atılmıştı diyebilirim. Diğer dönüm noktası ise 2020 Ocak ayı itibariyle Salomon Türkiye sporcusu olmamdı. Bu benim için bir markayla çalışmanın ötesinde, hayal ettiğim şeylerin gerçek olacağına inanmam gerektiğinin en büyük ispatı niteliğinde oldu.

Yarış öncesi antrenman hazırlığı: Kapadokya 2021 için A+ hedef yarışımdı. Bu yıl tüm yarışlarımı beni Kapadokya’ya hazırlamaları için koştum. Alanya ve Uludağ gibi bol çıkışlı yarışlardan sonra hızlanma konusunu antrenörüm ve Salomon Türkiye Takım kaptanı Faruk Kar ile işledik. Haftalık tempo antrenmanlarını arttırmıştım ve yarıştan önce iki kez gelip parkuru koşmuştum. Son haftalarda antrenman hacimlerimi yükselttik. Bunun yanı sıra tam anlamıyla disiplinli bir şekilde antrenman yapmayı ise Mehmet Soytürk’ün Ankara’da kaldığı temmuz ayı içinde ondan öğrendim. Isınma ve soğuma yapmanın önemi, kuvvet ve dayanıklılık antrenmanlarının atlanmaması gerektiği gibi konularda kendimi önceki yıllara kıyasla geliştirdiğimi düşünüyorum.

Yarış öncesi beslenme planı hazırlığı: Bugüne kadar beslenme konusunda (Ketojenik, Vegan) neredeyse her duyduğumu denedim. 72 saat Intermittent Fasting yaparken 80 km bisiklete de bindim, 24 saat açlık ile koşular da yaptım. Ancak bunlar sadece birkaç ay sürdürülebilir oluyordu çünkü Irritabl Barsak Sendromum olduğu ve yıllardır nöbet tuttuğum için sindirim sistemim günlük hayatımda beni çok etkileyen faktörlerden biri oluyordu. 2021 benim için bu anlamda da dönüm noktası oldu. 5 ay önce beslenme uzmanı Şeyma Noyan ile çalışmaya başladım. Kapadokya yarışı için hangi beslenmenin bana iyi geleceğini dönem içindeki diğer yarışlarda denedik.O zamandan bu yana günün hangi saatinde antrenman yapmak istersem isteyeyim enerji seviyem yüksek oluyor ve beslenmeden kaynaklı bir performans kaybı yaşamıyorum. Sezonda glütensiz, laktozsuz ve rafine şekersiz olan tek tip bir diyet sürdürüyorum. Yarıştan önce karbonhidrat yüklemesi yapmaya başlıyoruz ve alışkanlıklarımı değiştirmemek adına tüm yarışlara kendi yemeğimi götürüyorum! Bu anlamda söyleyebileceğim en iyi şey kesinlikle beslenmenin büyük bir faktör olduğu.

Yarış Günü: Yarıştan önceki gün yüklemem gereken ödevlerim vardı ve saatlerce bilgisayar başında kalmıştım. Faruk Kar ve Aykut Çelikbaş ile ufak bir toplantı yapıp CP geçişlerimi konuştuk. Faruk Hoca ve Aykut Hoca önceki verilerime bakarak yarışı 3 saat 30 dakikada koşacağımı söyledi. Bende 3.29.59 🙂 dedim ve ayrıldık. Akşam 9’da ödevleri yüklemiş ve artık olası bir kötü e-postayla karşılaşmamak için e-posta kutuma bakmama kararı almıştım. Tabi ki bunun yerine yoga ve stretching yapmayı yeğlerdim ama şimdilik bu yarışa gelebildiğime şükrediyordum. Hem okul hem de hastane programını buna uydurmak bir hayli zor olmuştu. Çünkü dönem başında aldığım seçmeli Computer Science dersinin vize tarihinin 16 Ekim olduğunu görünce dersi o an bırakmış ve sınıfı terk etmiştim. Kendime başka bir seçmeli ders bulmuştum ve ilk iş vize tarihine bakmak olmuştu!

Kafamda sadece ödevleri yüklemenin verdiği rahatlık varken, gece uyumadan önce bacağımda bir ağrı hissettim. Çok korkmuştum çünkü daha önce herhangi bir yerim böylesine ağrımamıştı. Psikosomatik olduğuna kendimi ikna ederek uyudum. Sabah erkenden uyandım ve kahvaltımı yaptım. Önceki gece hissettiğim ağrıdan eser yoktu. Yarışı kafamda daha önce onlarca kez koşmuştum ve 2 yıldır beklediğim o an gelmişti. Yarıştan sonra programımın biraz daha rahatlayacağını düşünerek “o gün” ün geldiğini kendime tekrar ediyordum ve hayatımın en çok antrenman yaptığım dönemi olan Ağustos – Ekim aylarına yakışır şekilde bir yarış koşmak istiyordum.

Başka türlü nasıl olabilirdi sorusunu 2019’da Salomon CST’den sonra kendime çok sorduğum içini artık bu yarışta böyle bir soru sormaya mahal verecek bir performans değil, hazırlıklarımı gösterebileceğim bir performans sergilemek istiyordum. Heyecanlı mıydım? Kesinlikle evet ama bunu hiç hissetmiyordum. Giyinip otelden çıktıktan sonra yarış alanına yakın bir yerde jimnastik ve biraz ısınma koşusu yaptım. Start noktasına geldiğimde 2016 Olimpiyatlarında maraton koşan Belçikalı Manuela Soccol yanımdaydı. Kendisini ve olimpiyat dövmesini önceki gün basın toplantısında görmüştüm ama kendisiyle bireysel olarak tanışmamıştık.

Ve start…
Yarışın başında her şey planladığım gibi gidiyordu ama o da ne! Saatimin ayarları ile oynarken autolap özelliğini kapatmışım ve bu yüzden her kilometredeki geçiş zamanımı göremiyordum. Çok bozuntuya vermedim çünkü yarış içinde sorunlarla mücadele etme konusunda güçlü olmak gerektiğini çok duymuş ve okumuştum. Bundan sonra CP geçişlerime göre hareket edecektim. 2019 senesinde acı bir şekilde öğrendiğim için yarışta temkinli gitmeye kendime söz vermiştim. Hocalarımdan öğrendiğim ve kendim de daha önce deneyimlediğim gibi sürekli kendi yarışımı koşmam gerektiğini kendime hatırlatıyordum. Öte yandan böyle bir yarışta taktik uygulamak gerektiğini de biliyordum ve kendimi doğru ana saklıyordum.

Yarışın başlarında Manuela ile yan yana gidiyorduk ve daha ilk yokuşta tırmanışlarda daha güçlü olduğumu fark ederek bunu zihnime not ettim. Meryem ise çoktan bizi geçmişti. Bir süre sonra Ekaterina da yanımıza geldi ve bizi geride bıraktı. Ben de bu kez onun peşine takılıp onunla koşmaya başladım. Sürekli olarak temkinli gidiyor ve asla enerji kullanım seviyemi belli bir limitin üzerine çıkarmıyordum. Salomon CST 38K değil benim için 14K idi. Çünkü 2019 yılında Ürgüp – Göreme arasını 2,5 saatte geçmiş, Göreme-Ürgüp arasını ise 1.5 saatte koşamadığım için birincilikten dördüncülüğe düşmüştüm. Bu nedenle sürekli “Aysel senin yarışın henüz başlamadı “diyerek düşük nabızla koştum. Ta ki km 25. Km’ye kadar. Saatim 25. Km’yi gösterdiğinde ben artık yarışın başladığını hissetmeye başlamıştım. 30. Km’de, CP’de yenilediğim elektrolitimin kapağının tam kapanmadığını fark ettim. Bu yüzden üstüm sırılsıklam olmuştu ama neyse ki hemen kurudu. Fakat ara CP noktasından haberim olmaması ve parkurun en uzun kısmında 500 ml elektrolitli su kaybetmem iyi olmamıştı.

Bu kısımda güneş tam tepeye yükseliyor ve yüksek nabızla koşacağımız bir bölüm başlıyordu. Bana destek veren Cenk ve Mehmet her CP noktasında öndeki koşuculara odaklan arkayı boş ver diyorlardı ama önümdeki koşucular ile aramda kaç dakika olduğunu söylemiyorlardı. Ama hesaba katmadıkları biri vardı; Manuela’nın sevgilisi! O da benim destek ekibim gibi tüm geçiş noktalarında kız arkadaşını bekliyordu ve beni görünce “4 minutes to the leader! – Birincinin dört dakika arkasındasın!” diye bağırmıştı. Ona teşekkür etmiş ve ilerlemiştim.

Göreme- Ürgüp arasında Meryem’le aramızdaki mesafenin 3-4 dakika arasında olmasını zaten bekliyordum. Parkurun kalabalıklaşmasıyla ilerlemek güç hale geliyordu ve hızımı kaybetmek istemiyordum. Ara CP noktasına geldiğimde Cenk ve Mehmet’i görmeden su sırasında bekliyordum. Mehmet Soytürk’ün “Aranızda 20 saniye var ne yapıyorsun?!” diye bağırmasıyla kendime geldim. Hızla devam ettim ve parkurun en sevdiğim bölümünde koşmaya başladım. O kadar seviyorum ki kendimi kaptırıp işaretlere bakmayı unuttum ve yanlış yola saptım derken hemen fark edip rotaya girdim!

Biraz daha tempomun artmasıyla son kilometrelerde Meryem’i ve Necdet Ülker’i önümde görmeye başladım. Son bölümde daha tempo arttırarak Meryem’i yakaladım ve artık yan yanaydık. Bana “Helal olsun, git” dedi. Ona “Sağ ol Meryem” dedim ve o an yokuş bitti ve sprint attı. Ben de peşinden sprint attım ve yaklaşık 800 metrelik bir mücadele verdik. Aylarca bu finişi kafamda koşmuştum ve o son km’de bacaklarım adeta teker gibi dönmeye başlamıştı. Kendisinden 17 saniye sonra finişe girdiğimi öğrendim.

Sonuçtan çok mutluyum çünkü bu yarışa 2019 yılında koştuğum süremi geliştirmek için gelmiştim ve bunu başardım. 2019’da 4:00’da koştuğum yarışı bu sene 3:30’da tamamladım. 2019’da 1:47’de koşabildiğim Göreme – Ürgüp arasını bu yıl 1:24’de geçebildim. Tüm bunlar okul ve nöbetlerden kalan sürelerde de efektif antrenman yapabildiğimi kendime kanıtlamamı sağladı. Artık okulumun da sona yaklaşıyor olmasıyla, yeni sezonda kendimi daha çok geliştirebileceğime, koşmaya daha çok vakit ayırabileceğime inanıyorum.

Meryem’i birincilik zaferi için tekrar tebrik ederim. 2021 CST bugüne kadar koştuğum en zevkli yarıştı. İnanılmaz yüksek enerjili bir finiş ile karşılandım ve hemen otele gidip duş aldıktan sonra alana geri döndüm. Gece saat 2.00’ye kadar da arkadaşlarımıza destek olduk ve gecenin tadını çıkardık.

Şimdiden gelecek sezonu iple çekiyorum, ve tüm koşu severlere harika bir sezon diliyorum!

Okuduğunuz için teşekkürler.

Aysel’in 14/11/2021 tarihli Hürriyet’te yayınlanan röportajı


Run.BO Sonuçlar
Bike CST 05:41:08 Cat. 3 Global 388
Cem CST 05:24:35 Cat. 83 Global 299
Savaş CUT 17:24:40 Cat. 10 Global 37
Yusuf CUT 21:36:31 Cat. 41 Global 121

Önceki Cappadocia Ultra-Trail Run.BO raporları
2019
2018
2017
2016