Likya Yolu Ultra Maratonu 2021

Likya Yolu Ultra Maratonu 2021, 100K
25.09.2021 https://www.likyayoluultramaratonu.com/
Etapsız 100K, +4,158m / Kumluca ->Tekirova
Yazan: Sadık Taşkın

Giriş

LYUM Türkiye`nin en eski ultra yarışlarından biri. Her yıl değişen parkuru ve yalınlaşan konsepti ile LYUM`da yıllar içinde çok şey değişti. Yine de her yıl heyecanla LYUM`un gelmesini bekliyoruz. Ekipten Aylin mutlaka her yıl hangi durum ve şartlarda olursa olsun muhakkak katılır. Aylin demişken buraya hemen bir paragraf açmak gerekecek. Aylin, bu yıl 1 hafta arayla, arka arkaya hem UTMB PTL yarışına hem de Monte Rosa`ya kayıtlı idi. Bütün yazı acaba yarış olacak mı? Avrupa kapılarını bize açacak mı? filan diye heyecanla geçirdik. Sonra bir baktık ki yarış zamanı gelip çatmış.

İsviçre`den Sinovac`a kabul onayı çıkınca da vizesi işlerine girişildi. Fakat kader ağlarını örmüştü bir kere. Zaten bu 2 zorlu yarış üst üste nasıl koşulacak derken vize PTL startına yetişemedi. Monte Rosa`nın 100 mil yarışı öyle hafife alınacak bir yarış değil. 175km, aşırı teknik bir zeminde koşulan, +11.000m çıkışı olan deli bir olay. Merak edenlere : UTMR 170K

UTMB 100 miline, “beginner 100 mile” diyen bir ekip yapıyor bu yarışı. Lizzy Hawker! Zaten 5 kez UTMB şampiyonluğu var. Neyse konumuz Monte Rosa değil fakat ne olduğunu bir nebze okuyucuya da hissettirmek gerek. Aylin, LYUM`dan 1 ay önce Monte Rosa`da çok çok zorlu bir yarış koştu. Daha toparlanamamıştı. Ama LYUM`dan da yine eksik kalmak istemedi. Siz siz olun böyle çılgınlıklar yapmayın. 🙂

Aşağıdaki yazının içeriğinde bir kaza var. Kaza sonucunda kolu ve eli alçıya alınmış bir Aylin var. Halbuki bu hikayenin bir başı ve sonu var…

Bu yıl raporumuzu uzun mesafelerden hiçbir zaman korkmayan sevgili Sadık Taşkın`a teslim ettik.

Sadık her ciddi organizasyonun en uzun mesafesinde, hani ismi yarışmacılar arasında kayıtlı değilse şaşırırız, 2 eli kolu bağlı olmazsa Sadık mutlaka en uzun parkurdadır. Yıllardır aktif olarak koşuyor ve üst üste koyuyor. 2019`da UTMB 100 mili koştu, sırada TOR var hedefinde… Kafasına koyduğu her şeyi yapmasından çok iyi biliyoruz ki onu da çok güzel koşacak sonra da tıkır tıkır diğer prestijli yarış ve organizasyonlarda göreceğiz.

Şimdi artık sözü ve kalemi Sadık`a teslim edelim.

Team Run.BO


Yaklaşık 2 yıldır içinde bulunduğumuz pandemi koşullarından dolayı yarışlar iptal ediliyor, yasaklardan ötürü doğada antrenman yapmakta zorluklar yaşıyorduk. 2021 yılı bizler için önceki yıla nazaran daha şanslı bir dönem oldu. Yarışlar tekrar yapılmaya başladı ve özlediğimiz patikalara kavuştuk. Özelikle Haziran ve Temmuz aylarında sıklaşan takvim nedeniyle neredeyse her hafta bir yarışta buldum kendimi. 100K ve üstü mesafelere özellikle meraklı olduğum için Haziran ayında koştuğum Tahtalı Run To Sky sonrası Likya Yolu Ultra Maratonu radarıma girmişti. Yarış kaydımı yaptım ve yarış dönemini beklemeye geçmiştim.

Yarış günü öğlen saatlerinde Tekirova meydanda bulunan expo alanında malzeme kontrolünden geçtik, kitlerimizi aldık. Hava güneşli, yağış beklenmiyor. Güzel bir havada yarış koşacağımız için mutlu bir şekilde alandan ayırılıp otele dinlenmeye geçtim. Gece saat 01.00′ de Finike’den start alacaktık. Finike’ye 1 saat otobüs seyahati sonrası ulaştık.

Starta 5 kala alanda yerimizi aldık ve en arkada sevgili Mustafa abi ile (Kızıltaş) yarışa başladım. Parkur yaklaşık 15 km asfalt sonrası stabilize yola geçtik. Yarışın 6.kmsinden itibaren Sevgili Aylin abla (Savacı Armador) ile yol arkadaşlığımız başladı. Ultra maraton yarışlarında fazlasıyla tecrübeli ve güven veren bir sporcu. İlk söylemimiz de şu oldu: yolumuz uzun, hızlanmayalım :).  Yarış startından 20.kmye kadar olan bölüm düz geçişe sahip bir bölümdü. Asfalt kısmında yarış sanki 100 KM yarışı değil 42K yol Maratonu havasında ilerliyor, ön grup tempolu bir şekilde koşuyordu. Bu tempoda sorunsuz yarışı tamamlamak büyük iş. 

20.km sonrasında plaj girişine gelip kum üzerinden ilerleyecektik. Yaklaşık 10 km boyunca kum geçişinde Aylin abla ile hızla yürüyüp kendimizi koşarak yıpratmama kararı aldık. Bu kısımda işaretlerde aksaklık vardı, rotayı bulmak için zaman kaybı yaşadık. Saate rota atmak bu gibi durumlarda hayat kurtarıyor. Saatin gösterdiği şekilde rotayı takip ettik ve uzakta parlayan işaretler ile tekrar rotada olduğumuzu anladık. İkinci kontrol noktasına ulaştığımızda saatimiz 22.km’yi gösteriyordu. Burada hızlıca ayaklarımıza giren kumu temizledik, beslenip yola koyulduk. Asfalt çıkışlı bir bölümden ilerlerken yıldızların ışıltısı parkuru loş bir havada koşmamızı sağlıyor, motivasyon bu bölümde tavan yapıyordu. Tabii ilk iş kafa lambamı kapatmak oldu. Bu kısımda mesafe oldukça hızlı geçti ve Gelidonya bölüme ulaştık. Su ve besin takviyelerimizi tamamladıktan sonra Aylin ablanın önderliğinde tempolu bir şekilde tırmanışa başladık. Kayalık zemine geldiğimizde Gelidonya’nın enfes görüntüsü bizi büyülüyor ve motivasyon depolarımızı doldurup yola devam ediyoruz. Yarış süresince en keyif aldığım bölüm Gelidonya kesin bilgi.  Gün aydınlanmış ve Adrasan’a doğru gelirken Aylin abla talihsiz bir kaza geçiriyor. Neyseki korkulan bir şey olmadı (editörün notu: 2 yerinden çıkan parmağını yerine takıyor ve parmaklarına atel yapıp ilerlemeye devam ediyor, evine döndüğünde de kolu alçıya alınıyor.) ve tecrübesiyle, paniklemeden hızla yola devam ediyoruz. Adrasan’a (Dropbag noktası), ulaştığımda kıyafetlerimi değiştirip yola koyuldum.

Parkurun en yüksek noktasına bu bölümde ulaşacaktık. Musa dağı yaklaşık 700m yükseklik kazanımı barındıran zorlu bir bölümdü. Kilometreler 57`ye geldiğinde Musa Dağı kontrol noktasına ulaşıyor, biraz beslendikten sonra Aylin ablayla tekrar yola koyuluyoruz.

Bu bölümden sonra Yanartaş kısmına kadar çıkış bulunmuyor, çoğunlukla iniş bulunan bölümden ilerleyecektik. Olympos inişinde zemin oldukça kaygan, teknik geçişleri olan bir bölüm. Birkaç kez düşme tehlikesi atlattıktan sonra algılarım daha da açıldı ve daha temkinli ilerlemeye devam ettim. Single track geçişli olan Olympos’ta yıkılmış ağaç gövdeleri, kaygan çam yaprakları üzerinden devam ediyorum. Bu kısımda Likya işaretleri oldukça silik, rotayı saat üzerinden takip ediyorum, hatta bir kısımda işaret göremediğim için kayboluyorum :). Dik ve teknik iniş sonrası Olympos plajına ulaştım. Kum ve çakıl üzerinden ilerleyip Çıralı’ya gelmiştim. Parkurun bu kısmından sonrası için oldukça rahatlamıştım (parkurun kalan kısmını ezbere biliyorum :)). Yıllardır Tahtalı Run to Sky parkurunu koşan biri olarak bundan sonrası rahat ilerleyecektim. Yanartaş merdivenlerini tek tek geçip açık alana ulaştığımda artık sıcak hava etkisini fazlasıyla hissettirmeye başlamıştı. Serin bir İstanbul mevsiminden sonra zorlamadı desem yalan olur. Tırmanışı bitirdikten sonra Ulupınar bölümüne doğru ilerliyorum. Gördüğüm çeşmelerde kısa bir serinleme molası verdikten sonra Ulupınar kontrol noktasına ulaştım. Ulupınar sonrası uzunca bir çıkış bizleri bekliyordu. 6km kadar tırmanışı geçtikten sonra Maden Koyu`na kadar iniş bölümüne geçtim. Bu kısım oldukça teknik, taşlı biz zemine sahip. 89.km Maden Koyu kontrol noktasına geldiğimde kampçıların yanından geçiyorum. Yarışı bırakıp kamp mı yapsam demedim değil :). Gün boyunca sıcak bir yemek (çorba, vs.) tüketmediğim için yorgunluğumu en çok hissettiğim yer burasıydı.

Artık yarışın bitmesine son 15k kalmıştı ve bundan sonraki kısım inişli-çıkışlı rahat bölümler içinden geçiyordu. Maden Koyunun yukarıdan görüntüsüne kapılıp kilometreleri keyiflice eritiyorum. Gelidonya sonrası en sevdiğim kısım da Maden Koyu diyebilirim. Havanın kararmasıyla kafa lambamı takıp, hızlıca ilerlemeye devam ediyorum. Tekirova kontrol noktasına ulaştığımda, son 6 km kalmış 2 ya da 3 tane çıkış noktasını geçtikten sonra merkeze geçeceğim bilgisini alıyorum. Şehrin ilk ışıklarını görmeye başladığımda moralim de artmaya başladı ve yorgunluğumu iyice kafamdan attım. Finişe odaklandım. Son 1.6 km’lik kısımda asfalt zemini hızlıca geçip finiş çizgisinden geçiyorum. 20 saati aşkın serüven burada son buluyor. Yorucu, yıkıcı bir parkuru sağlıkla bitirmek bu yarışın en büyük kazanımı oldu benim için. Likya yolu baştan sona bir serüven, macera barındırıyor. Zorlu, gitgelleri yaşatan bir o kadar da doğal güzelliklerini sizle paylaşan çok değerli bir bölge. Mesafesi ne olursa olsun kesinlikle koşulması gereken yarış. 

Sonuç 20:43:10


Sadık Taşkın kimdir?
Doğma büyüme Beşiktaşlı, hayatı tutkuları için yaşayan, doğa aşığı, yüksek mesafeler koşmaktan eziyet değil zevk duyan, koştuğu mesafeleri kilometre olarak değil de yeni bir keşif olarak düşünen mütevazı bir sporcu 🙂


Run.BO Sonuçlar

Aylın Savacı Armador 100K 21:20:07, Overall 13/16, Kadın 2/2
Selman Faruk Gençtürk 57K 14:00:13, Overall 30/37, Erkek 24/26
Yusuf Özceylan 37K 05:52:27, Overall 12/58, Erkek 11/50

Yarış detayları

Önceki LYUM Run.BO raporları

2019 etapsız 100K
2017 6 etap 240K